büyük tarihî hadiseleri kıyamet alâmetleri diye haber veriyor. Gaflet ve cehaletle bu şerlere düçar olanların şekavet ve helâket ile karşılaşacaklarını söylüyor. Bunlara dair sayısız dini bürhanlar mevcuttur...

Evet, biz Risale-i Nur müellifinin daima aynı hakikat dersi verdiğine kaliz. Kendisinin kabul etmemesi bizim bu kanaatımızı sarsmıyor. Ancak bizim kabul ettiğimiz keramet-i kevniyesinden dolayı değil, Nurların dersinde harikulâde ve ekmel tezahürlerine şâhid olduğumuz ve bütün cihan-ı irfana meydan okuyan keramet-i ilmiyesinden dolayıdır.

Tahsil hayatı üç aydan başka asla mevcud olmadığı halde, bu kadar feyz-i ilim neşreden ve ilminin harikalarıyla en münteha mesail-i ilmiyede ve âliyede en yüksek mütefekkirleri dahi hayrette bırakacak bir mantık-ı ulviyeti ibraz eden ve hayatının yarısından sonra öğrendiği bir lisanda bu kadar câzibedar bir tarz-ı beyan ve sürükleyici bir hararet izhar eden.. ve gayet feyyaz bir aşk ve heyecan terennüm eden ve bir deryay-ı iman ve bir hazine-i tevhid ve bir umman-ı hikmet hâlinde coşan bir ikinci Bediüzzaman gösterebilir misiniz?..

Fân zevahirin alayişine edna bir meyil ve iltifat göstermiyen ve en büyük bir menfaat ve lezzetine tenezzül etmiyen, levs-i faninin ayağına dolaşan bütün yaltaklanmalarına asla kıymet vermiyen, kimseden birşey beklemiyen.. ve kendisine arzedilenleri kabul etmiyen, iffet ve ismetin en âli örneklerini yaşatarak sabûrane mütehammilâne her nevi mahrumiyetlere göğüs germek suretiyle kendini hakikata ve envar-ı Kur’âniyeye ve maarif-i Muhammediyenin (A.M.) izharına vakfeden.. ve memleket ve milletin ızdırabatı karşısında pür-rahm ü şefkat ağlıyan.. ve kendine yapılan bunca ihanetlere rağmen etrafındakilerin saadetleri için hizmetinden asla vazgeçmiyen, ihtiyarlığına ve bîkesliğine bakmıyarak insanları gayya-yı cehil ve girdibad-ı inkârdan kurtarmaya hasbî ve ilahî bir cehd ile çalışan ve savaşan fazilet ve Nur abidesini üstad addetmekliğimizi suç mu buluyorsunuz?..

Kendisinin bu arzedilen keramet-i ilmiyesiyle, sırf ahlâk ölçülerinin kaybolduğu böyle bir devirde gösterdiği bu misilsiz ferağat ve istiğna ve şaheser-i ismet ve istikamet dolayısıyla, yine bir enmuzec-i kemal ve mihrab-ı fazilet olarak tanınmağa ve iktida edilmeye şayandır. İşte biz Bediüzzaman’a ve eserlerine bu gözle bakıyoruz...

Sayın hâkimler! Biz asla siyasetçi değiliz. Biz siyaseti bizim gibi siyaset ehli olmıyana, bin bir çeşit veballer ve tehlikeler ve mesuliyetler taşıyan bir meslek biliriz. Fanî zevahire de zaten kıymet vermiyen, dünyaya ancak rızay-i ilâhiyyeye bizi götüren hayırlı vechesiyle bakıyoruz.


Yükleniyor...