Kur’ân’ın hakiki bir tefsiri olmakla kuvvetli bir iman kaynağı olan Risale-i Nuru ortadan kaldırmak veya okutmamak için çeşitli desiseler ve iftiralara başvuruyorlar. şimdiye kadar isnad ettikleri iftiralardan hiç bir emare bulunmadığı halde, taarruzlarına yine devam ediyorlar. Bunlardan anlaşılıyor ki; bizi korkutmak ve Risale-i nurdan uzaklaştırmak ve diğer taraftan kendi zehirli neşriyatlarını önümüze sermek, bu suretle millet ve gençliğimize ahlâk sukûtunu temin ederek hükümetin kendi kendine çökmesine muvaffak olmak istiyorlar. Hükûmet idaresini bu şekilde bozduktan sonra da, vatan ve milletimizi yabancı bir devlete devretmek emelini taşıyorlar.
Yüksek mahkeme heyetinin huzurunda bilâperva onlara söylüyorum: Onlar iyi bilsinler ve titresinler ki; gürültüye papuç bırakmıyoruz. Zira Risale-i Nur eserlerinde hak ve hakikatı görmüş, öğrenmiş ve inanmışız ...
Onun içindir ki, bizi insanlık seviye ve seciyesinde en vüksek mertebelere çıkaran ve her sahadaki terakkiyatımızı sağlıyan ve biz gençlere vatan ve millet aşkını aşılayarak uğrunda bütün mevcudiyetimizi feda ettirecek hakiki bir vatanperver ve milliyetperver olarak bizleri yetiştiren Risale-i Nur eserlerini okuyoruz ve okuyacağız...
Zerre kadar şeksiz ve şüphesiz kat’î deliller ile inanıyorum ki; Bediüzzaman Hazretlerinin kahramanca ve ferağat-ı nefisle olan faaliyet ve çalışmalarında siyasî bir gaye yoktur. O büyük dâhinin hedefi yalnız ve yalnız bu vatan ve milleti ahlâk ve fazilet fakirliğine düşürtmemek ve Türk gençliğini maneviyatın engin sahalarında yetiştirmek ve manen en yüksek mertebelere kadar terakki ettirmektir. Bu yüksek hakikatı da eserleri te’yid etmektedir...
Risale-i Nur, iddia makamınca muzır eserler diye tavsif ediliyor.. ve benim de teşvikatta bulunduğum iddia ediliyor. Bu iftirayı işiten bütün münevverlerin kalbleri sızlamış ve hatta ağlamış, dişleri gıcırdamıştır.
Yirminci asır pozitif fikirlerin hükümran olduğu bir zamandır. Delilsiz ispatsız şeylere inanılmıyor ve inanmıyoruz. Muzır eserler olduğunun ispatını isteriz...
Vatan ve millet ve hükümetimizin selâmeti namına mühim bir hakikatı müsaadenizle arzediyorum:
Komünistlerin gizli plânlarından birisi de, halkı hükûmet aleyhine teşvik olduğu yüksek mahkeme heyetince de malûmdur. Bediüzzaman Said-i Nursi’yi hapse sokturmak ve eserlerini zararlı gibi göstermek için hükûmet erkânına uydurma ihbarlar yapılmakla, hiç bir ferdin inanmadığı menfi propagandalar yapılıyor. Bediüzzaman Said-i Nursi’nin bu asırda ender bir büyük ve istikamette ve her cihette eşsiz bir şahsiyet olduğuna bu millet senelerdenberi o kadar inanmış ki, hakikî olan bu kanaatı hiç bir propaganda çürütemiyor ve çürütemez.
Yüksek mahkeme heyetinin huzurunda bilâperva onlara söylüyorum: Onlar iyi bilsinler ve titresinler ki; gürültüye papuç bırakmıyoruz. Zira Risale-i Nur eserlerinde hak ve hakikatı görmüş, öğrenmiş ve inanmışız ...
Onun içindir ki, bizi insanlık seviye ve seciyesinde en vüksek mertebelere çıkaran ve her sahadaki terakkiyatımızı sağlıyan ve biz gençlere vatan ve millet aşkını aşılayarak uğrunda bütün mevcudiyetimizi feda ettirecek hakiki bir vatanperver ve milliyetperver olarak bizleri yetiştiren Risale-i Nur eserlerini okuyoruz ve okuyacağız...
Zerre kadar şeksiz ve şüphesiz kat’î deliller ile inanıyorum ki; Bediüzzaman Hazretlerinin kahramanca ve ferağat-ı nefisle olan faaliyet ve çalışmalarında siyasî bir gaye yoktur. O büyük dâhinin hedefi yalnız ve yalnız bu vatan ve milleti ahlâk ve fazilet fakirliğine düşürtmemek ve Türk gençliğini maneviyatın engin sahalarında yetiştirmek ve manen en yüksek mertebelere kadar terakki ettirmektir. Bu yüksek hakikatı da eserleri te’yid etmektedir...
Risale-i Nur, iddia makamınca muzır eserler diye tavsif ediliyor.. ve benim de teşvikatta bulunduğum iddia ediliyor. Bu iftirayı işiten bütün münevverlerin kalbleri sızlamış ve hatta ağlamış, dişleri gıcırdamıştır.
Yirminci asır pozitif fikirlerin hükümran olduğu bir zamandır. Delilsiz ispatsız şeylere inanılmıyor ve inanmıyoruz. Muzır eserler olduğunun ispatını isteriz...
Vatan ve millet ve hükümetimizin selâmeti namına mühim bir hakikatı müsaadenizle arzediyorum:
Komünistlerin gizli plânlarından birisi de, halkı hükûmet aleyhine teşvik olduğu yüksek mahkeme heyetince de malûmdur. Bediüzzaman Said-i Nursi’yi hapse sokturmak ve eserlerini zararlı gibi göstermek için hükûmet erkânına uydurma ihbarlar yapılmakla, hiç bir ferdin inanmadığı menfi propagandalar yapılıyor. Bediüzzaman Said-i Nursi’nin bu asırda ender bir büyük ve istikamette ve her cihette eşsiz bir şahsiyet olduğuna bu millet senelerdenberi o kadar inanmış ki, hakikî olan bu kanaatı hiç bir propaganda çürütemiyor ve çürütemez.
Yükleniyor...