Bu nokta içindir ki; Hazret-i Üstâd henüz hapiste iken, gerek müdafaaların tarz ve şekilleri hakkındaki tedbirlerde olsun, gerekse temyiz mahkemesine gönderilecek layiha ve evraklar işinde olsun bigane kalmamış, tedbir ve meşveretlerde daima talebelerine yol gösterici dikteler vermiş ve işi tamamen talebelerinin re’yine bırakmamıştır.

Hapisten sonra, özellikle D.P iktidarı iş başına geldikten sonra; daha önceleri yapmadığı ve yapmadığı için de kendini suçlu bulduğu, amma hakikatta ise, Demokratlar’dan önceki hükûmetler döneminde o hakikatları dinleyecek baş ve kulakların mevcud olmayışı sebebiyle; Demokratlar’ı bazı müsbet icraatlarından dolayı tebrik ve teşvik işini yaptığı gibi; yapmaları lazım gelen bazı mühim ve memleket ve millet için can damarı hükmünde olan iş ve vazifeleri de Demokratlar’a tebliğ etmeyi kendine bir vazife bilerek onları uyarmak ve dikkatlerini o hakikatlara çekmeye çalışmak işini de ihmal etmemiştir.

Ayrıca da CHP’nin 1950 seçimlerinde fahiş yenilgisinden sonra, çok müntakimane ve son derece muhteris ve diş bileyerek hınç içindeki iktidar olma faaliyetlerini.. ve iktidar olmaları durumunda bu memlekete komünizm tehlikesini beraberlerinde getirme durumunu(97) bir mektubunda, hem Demokratlar’a hem talebelerine ve dolayısıyla hamiyetli olan milletin efradına duyurup ikaz etmeyi de ihmal etmemiştir.

Bizce meselenin esası ve hülâsası budur. Üstâd’ın bu dönemde yaptığı ihtarlar ve ettiği nasihatlarla ilgili olarak D.P döneminde olan bu vazifeleri, sadece bir üçüncü Said merhalesine bağlamayı ve sanki eğer üçüncü Said merhalesi tahakkuk etmemiş olsaydı, Hazret-i Üstâd o mühim ve tarihî ve her zaman taptaze ders-i ibretlerle dolu olan o beyanatları ve nasihatları yapmıyacaktı ve yazmıyacaktı gibi, bir fikri şahsen uygun bulmuyoruz. Hazret-i Üstâd 1950’de açılan dönem için hangi Said safhası olursa olsun, bunları yapmak icab edecekti. Başkaca bir yolu da yoktu. İnşaallah Hazret-i Üstâd’ın Afyon hapsinden sonraki son hayat döneminde, bunu ayrı bir fasıl içerisinde, ehl-i siyasete bakan o mektuplarının vürud sebeplerini, hem de toptan gösterdiği mana ve hadiselere mutabakatlarını genişçe ele almayı düşündüğümüzden bu mevzuu burada böylece kapatmak istiyoruz.


Yükleniyor...