“...Bir zaman meşhur bir allâmeyi harbin müteaddit cephesinde cihada gidenler görmüşler. Gelip ona demişler...

O da demiş: “Bana sevab kazandırmak ve derslerimden ehl-i imana istifade ettirmek için benim şeklimde bazı evliyalar, benim yerimde işler görmüşler.”

Aynen bunun gibi, DenizIi’de camilerde beni gördüklerini hatta resmen ihbar edilmiş ve müdür ve gardiyana da aksetmiş.. Bazıları telâş ederek:

“Kim ona hapishane kapısını açıyor” demişler. Hem burada dahi aynen öyle oluyor...

Halbuki, benim çok kusurlu, ehemmiyetsiz şahsiyetime pek cüz’î bir harika isnadına bedel, Risale-i Nur’un harikalarını ispat edip gösteren “Sikke-i Gaybî” mecmuası yüz derece, belki bin derece ziyade Nurlar’a itimad kazandırır ve makbuliyetine imza basar. Hususan Nur’un kahraman talebeleri harika halleri ve kalemleriyle imza basıyorlar.

SAİD-İ NURSİ”(86)

Hadisenin Üç şahidi

1- O sıra Afyon hapsi baş gardiyan yardımcısı Hasan Değirmenci şöyle demiştir:

“Hapishanede olduğu halde, camide, çarşıda görülüyor” diye şayialar çıkıyordu. Ben de o zaman bir cahillik yaptım. Ayakkabısını iyice sildim. Temizledim, acaba tozlanıp kirlenecek mi diye...”(87)

(85) Afyon Hapsi mektupları, siyah defter., s: 240.

(86) şualar Envar Neşriyat, s: 453.

(87) Son şahitler-1, s: 31.

2- Afyonlu Hallaç Hilmi Pancaroğlu’nun ifadesi:

“...Bediüzaman hapiste iken Cuma namazına gitmek için izin istemişti. Ancak bu izin verilmeyince, birara gardiyanlar onun koğuşuna baktıklarında kendisini görememişler. Muhtelif camilere giden polisler, kendisini aynı anda “ı’marat”, “Ot pazarı” ve “Mısırlı” camilerinde namaz kılarken görmüşler. Fakat cemaat camiden çıkarken kendisini bir daha bulamamışlar... Hapishaneye döndüklerinde Üstâd’ı koğuşunda duruyor görmüşler. Bu hadise ekser Afyonlular’ca bilinmektedir..”(88)

3- Hz. Üstâd’ın Afyon hapsi sırasında hapishane mahkumlarından Afyonlu İbrahim Arman bu hadise için şunları söylemiş: “ Bir Ramazan bayramı idi, Savcı ile hapishane Müdürü “Ot pazarı” Camiine Bayram namazı

Yükleniyor...