Yine bu arada talebelerin cesaret ve kuvve-i maneviyelerini takviye babında, Taşköprülü Kahraman Sadık Bey’in, Afyon hapsi başladığı günlerde yazdığı acib ve halisane ve merdane manzumeciği de talebelerine okutmayı ihmal etmemiştir.
Hazret-i Üstâd, Sadık Bey’in mezkûr manzumeciği hakkında bir mektubunda şöyle demiştir:
“Rabian Taşköprülü Sadık Bey’in mukaddemesini istinsah için Sabri’ye vermiştim. Eğer yazılmış ise, tashihimden geçen parça ona gönderilecek. Yeni yazıların bir sureti bana gönderilsin. Hem Sadık’ın manzumeciğinin yanımda bir sureti var. Sizde yoksa göndereceğim.”(61)
(59) Afyon mektupları, Siyah defter Zübeyr. s: 77.
(60) Afyon mektupları. Kırmızı defter Zübeyr, s: 33.
(61) Afyon mektupları, Siyah defter Züheyr, s: 217.
Sadık Bey’in adı geçen manzumeciği ve mukaddemesi tamamını değil, fakat Sadık Bey’in onun sonuna ilâve ettiği şu gelecek satırlar, onun aziz, bahadır ruhunun tercümanı olması hasebiyle buraya alıyor ve arkasında manzumeciğinden sadece iki babdan bazı bölümler kaydediyoruz. şöyle diyor Sadık Bey:
“Ecdadımızın kanıyla yoğurulmuş memleket ve vatanımızda, öz dinimizi ve salâbet-i imaniye ve an’ane-i milliyemizi muhafaza ederek gezememek, bize vediatullah olan ve ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz mukaddes dinimizi evlâdlarımıza ta’lim ve tedris ettirememek, sokakta giden kadınlarımızın başlarındaki haya örtülerinin parçalanmasına ağız açamamak.. ve ecnebilere bile reva görülmiyen bu gibi ağır muamelelere maruz kalmak olan bu çarik asrın bu acı yaralarının tabibi ve bu karanlık günlerin siracı ve bu elim hatıraların tesellicisi Nur şâkirtlerine dünya ve ukbasını medyun bulunan ve Allah’tan başka hiçbir kuvvetin, hiçbir elin koparamıyacağı bir bağla bağlanarak cisim ve ruhî yaralarının tedavi ve şifasını ancak ve ancak Nur-u a’zamının teveccüh ve rızasında arayan biçare aciz bir talebenin bu derece acı ve can-hıraş haber-i elimin (Afyon Hapis hadisesinin) üzerine tahammül derecesini katkat aşan, hususan mukaddes tahrir vazifesini muvakkatan da olsa ta’til etmek mecburiyetinin ikinci yarası da inzimam ederse; candan duyacağı ruhî acıların tercümanı olan satırları okurken, okuyucu kardeşlerimin zayi edecekleri kıymetli zamanlarını işgal ettiğimden dolayı, af ve müsamahalarını rica ederim.
M. Sadık”(62)
Hazret-i Üstâd, Sadık Bey’in mezkûr manzumeciği hakkında bir mektubunda şöyle demiştir:
“Rabian Taşköprülü Sadık Bey’in mukaddemesini istinsah için Sabri’ye vermiştim. Eğer yazılmış ise, tashihimden geçen parça ona gönderilecek. Yeni yazıların bir sureti bana gönderilsin. Hem Sadık’ın manzumeciğinin yanımda bir sureti var. Sizde yoksa göndereceğim.”(61)
(59) Afyon mektupları, Siyah defter Zübeyr. s: 77.
(60) Afyon mektupları. Kırmızı defter Zübeyr, s: 33.
(61) Afyon mektupları, Siyah defter Züheyr, s: 217.
Sadık Bey’in adı geçen manzumeciği ve mukaddemesi tamamını değil, fakat Sadık Bey’in onun sonuna ilâve ettiği şu gelecek satırlar, onun aziz, bahadır ruhunun tercümanı olması hasebiyle buraya alıyor ve arkasında manzumeciğinden sadece iki babdan bazı bölümler kaydediyoruz. şöyle diyor Sadık Bey:
“Ecdadımızın kanıyla yoğurulmuş memleket ve vatanımızda, öz dinimizi ve salâbet-i imaniye ve an’ane-i milliyemizi muhafaza ederek gezememek, bize vediatullah olan ve ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz mukaddes dinimizi evlâdlarımıza ta’lim ve tedris ettirememek, sokakta giden kadınlarımızın başlarındaki haya örtülerinin parçalanmasına ağız açamamak.. ve ecnebilere bile reva görülmiyen bu gibi ağır muamelelere maruz kalmak olan bu çarik asrın bu acı yaralarının tabibi ve bu karanlık günlerin siracı ve bu elim hatıraların tesellicisi Nur şâkirtlerine dünya ve ukbasını medyun bulunan ve Allah’tan başka hiçbir kuvvetin, hiçbir elin koparamıyacağı bir bağla bağlanarak cisim ve ruhî yaralarının tedavi ve şifasını ancak ve ancak Nur-u a’zamının teveccüh ve rızasında arayan biçare aciz bir talebenin bu derece acı ve can-hıraş haber-i elimin (Afyon Hapis hadisesinin) üzerine tahammül derecesini katkat aşan, hususan mukaddes tahrir vazifesini muvakkatan da olsa ta’til etmek mecburiyetinin ikinci yarası da inzimam ederse; candan duyacağı ruhî acıların tercümanı olan satırları okurken, okuyucu kardeşlerimin zayi edecekleri kıymetli zamanlarını işgal ettiğimden dolayı, af ve müsamahalarını rica ederim.
M. Sadık”(62)
Yükleniyor...