Bilâhare bu adam, hapishaneye Risale yazmak için kâğıt, kalem ve Risalelerin hapishaneye girip çıkmasını temine sebeb oldu.
Hazret-i Üstâd bu adam için, bize: “Bu dehşetli zamanda, bunun bu şekildeki hizmeti, ona cehennem hapis azabının hafiflemesine sebeb olur”diyordu”(55)
Başka Bir Mahpusun Hatırası
Afyonlu Kemal Bayraklı derki:
Ben bir cinayete sebebiyetten dolayı hapse düşmüştüm.Duydukki, Bediüzzaman Hocada hapiste... ılk fırsatta ziyaret ettim.Beni görünce yüzüme tebessümle baktı ve : “Hey Çilin oğlu! Namazın farzını terkedersin, ondan sonrada cinayet suçuyla hapse düşersin değil mi?” dedi.
Babamın Lakabı “Çil” olup, üstadla beraber ruslara esir düşmüş. Ama ilk fırsatta kaçmıştı. Çocukluğunda “Bediüzzaman” diye Üstâd’ın kahramanlıklarını ve manevî büyük şahsiyetini sıtayışlarla anlatırdı... Böylece , Üstâd’ın ilk anda benim kimin oğlu olduğumu, namaz kılmadığımı söylemişti.
Ben hocanın o ihtarına karşı, mahçub olmuş, hocaya büyük bir sevgi ile yanından ayrılmıştım.
Sonra, bir gün yanına giderek: “Hocam ben namaz kılacağım, Lâkin Kur’ân okumayı bilmiyorum” dedim.”Peki”dedi. “şimdi git abdest al ve gel!” dedi. Abdest alıp geldim. “şimdi git , Halil İbrahim sana Kur’ân’ı öğretsin” dedi. Ben gittim, durumu Halil İbrahime anlattım. Oda hemen öğretmeye başladı. İkindiye kadar harfleri, başta ortada ve sonda yazılı şekillerini izahetti.
Sabahleyin kalkınca gayr-i ihtiyarî Kur’ân’ı elime alıp okumaya başladım. Bana bir şeyler oluyordu “Acaba kafayımı oynatıyorum?” diye Halil İbrahim Hocaya gidip, durumu anlattım. Beni dinleyince, “Yahu, sen Kur’ân okumayı öğrenmişsin” dedi.. Ve böylece Elhamdulillah Kur’ân’ı okumayı öğrenmiş oldum.
(Son şahitler-4, sh. 287)
Afyon Hapsinde Yazılan Eserler ve
Te’lif Müddeti Meselesi
Hazret-i Üstâd bu adam için, bize: “Bu dehşetli zamanda, bunun bu şekildeki hizmeti, ona cehennem hapis azabının hafiflemesine sebeb olur”diyordu”(55)
Başka Bir Mahpusun Hatırası
Afyonlu Kemal Bayraklı derki:
Ben bir cinayete sebebiyetten dolayı hapse düşmüştüm.Duydukki, Bediüzzaman Hocada hapiste... ılk fırsatta ziyaret ettim.Beni görünce yüzüme tebessümle baktı ve : “Hey Çilin oğlu! Namazın farzını terkedersin, ondan sonrada cinayet suçuyla hapse düşersin değil mi?” dedi.
Babamın Lakabı “Çil” olup, üstadla beraber ruslara esir düşmüş. Ama ilk fırsatta kaçmıştı. Çocukluğunda “Bediüzzaman” diye Üstâd’ın kahramanlıklarını ve manevî büyük şahsiyetini sıtayışlarla anlatırdı... Böylece , Üstâd’ın ilk anda benim kimin oğlu olduğumu, namaz kılmadığımı söylemişti.
Ben hocanın o ihtarına karşı, mahçub olmuş, hocaya büyük bir sevgi ile yanından ayrılmıştım.
Sonra, bir gün yanına giderek: “Hocam ben namaz kılacağım, Lâkin Kur’ân okumayı bilmiyorum” dedim.”Peki”dedi. “şimdi git abdest al ve gel!” dedi. Abdest alıp geldim. “şimdi git , Halil İbrahim sana Kur’ân’ı öğretsin” dedi. Ben gittim, durumu Halil İbrahime anlattım. Oda hemen öğretmeye başladı. İkindiye kadar harfleri, başta ortada ve sonda yazılı şekillerini izahetti.
Sabahleyin kalkınca gayr-i ihtiyarî Kur’ân’ı elime alıp okumaya başladım. Bana bir şeyler oluyordu “Acaba kafayımı oynatıyorum?” diye Halil İbrahim Hocaya gidip, durumu anlattım. Beni dinleyince, “Yahu, sen Kur’ân okumayı öğrenmişsin” dedi.. Ve böylece Elhamdulillah Kur’ân’ı okumayı öğrenmiş oldum.
(Son şahitler-4, sh. 287)
Afyon Hapsinde Yazılan Eserler ve
Te’lif Müddeti Meselesi
Yükleniyor...