lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesi yedirir, on tokat vurur, hayatın lezzetini kaçırır.
Ey hapis musibetine düşen biçareler! Madem dünyanız ağlıyor ve tatlı hayatınız acılaştı.. çalışınız, ahiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bakiyeniz gülsün, tatlılaşsın. Hapisten istifade ediniz. Nasıl bazen ağır şerait altında, düşman karşısında bir saat nöbet, bir sene ibadet hükmüne geçebilir. Öyle de sizin ağır şerait altında her bir saat ibadet zahmeti, çok saatler olup o zahmetleri Rahmetlere çevirir.
Said-i Nursi”(53)
“Ey Hapis Arkadaşlarım ve Din Kadeşlerim!
Size, hem dünya azabından hem ahiret azabından kurtaracak bir hakikatı beyan etmek kalbime ihtar edildi. O da şudur:
Meselâ: Birisi, birisinin kardeşini veya akrabasını öldürmüş. Bir dakika o hiddet yüzünden milyonlar dakika hem kalbî sıkıntı, hem hapis azabını çeker.. ve maktûlün akrabası dahi intikam endişesiyle ve karşısında düşmanını düşünmesiyle hayatının lezzetini ve ömrünün zevkini kaçırır. Hem korku, hem hiddet azabını çekiyor.
Bunun tek bir çaresi var. O da; Kur’ân’ın emrettiği ve hak ve hakikat ve maslahat ve insaniyet ve İslâmiyet’in iktiza ve teşvik ettikleri olan “Barışmak ve musalâha etmektir.”
Evet hakikat ve maslahat sulhtur. Çünki ecel birdir, değişmez. O maktûl, her halde ecel geldiğ’inde, daha dünyada kalmıyacaktı. O kâtil ise, o kazay-i ilâhiyeye vasıta olmuş. Eğer barışmak olmazsa, iki taraf da daima korku ve intikam azabını çekerler. Onun içindir ki: “Üç günden fazla bir mü’min diğer bir mü’mine küsmemek” İslâmiyet emrediyor.
(53) Sözler Envar Neşrivat, s: 148.
Eğer o katl bir adavetten ve bir kinli garazdan gelmiş ve bir münafık o fitneye vesile olmuş ise, çabuk barışmak elzemdir. yoksa o cüz’î musibet büyük olur, devam eder. Eğer barışsalar ve öldüren tevbe etse ve maktûle her vakit dua etse, o halde her iki taraf çok kazanırlar ve kardeş gibi olurlar. Bir gitmiş kardeşe bedel, birkaç dindar kardeşleri kazanır. Kaza ve kader-i ilâhiyeye teslim olup, düşmanını afveder.. ve bilhassa madem Risale-i Nur dersini dinlemişler, elbette mabeynlerinde bulunan bütün küsmekleri bırakmağa hem maslahat ve istirahat-ı şahsiye ve umumiye iktiza ediyorlar.
Ey hapis musibetine düşen biçareler! Madem dünyanız ağlıyor ve tatlı hayatınız acılaştı.. çalışınız, ahiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bakiyeniz gülsün, tatlılaşsın. Hapisten istifade ediniz. Nasıl bazen ağır şerait altında, düşman karşısında bir saat nöbet, bir sene ibadet hükmüne geçebilir. Öyle de sizin ağır şerait altında her bir saat ibadet zahmeti, çok saatler olup o zahmetleri Rahmetlere çevirir.
Said-i Nursi”(53)
“Ey Hapis Arkadaşlarım ve Din Kadeşlerim!
Size, hem dünya azabından hem ahiret azabından kurtaracak bir hakikatı beyan etmek kalbime ihtar edildi. O da şudur:
Meselâ: Birisi, birisinin kardeşini veya akrabasını öldürmüş. Bir dakika o hiddet yüzünden milyonlar dakika hem kalbî sıkıntı, hem hapis azabını çeker.. ve maktûlün akrabası dahi intikam endişesiyle ve karşısında düşmanını düşünmesiyle hayatının lezzetini ve ömrünün zevkini kaçırır. Hem korku, hem hiddet azabını çekiyor.
Bunun tek bir çaresi var. O da; Kur’ân’ın emrettiği ve hak ve hakikat ve maslahat ve insaniyet ve İslâmiyet’in iktiza ve teşvik ettikleri olan “Barışmak ve musalâha etmektir.”
Evet hakikat ve maslahat sulhtur. Çünki ecel birdir, değişmez. O maktûl, her halde ecel geldiğ’inde, daha dünyada kalmıyacaktı. O kâtil ise, o kazay-i ilâhiyeye vasıta olmuş. Eğer barışmak olmazsa, iki taraf da daima korku ve intikam azabını çekerler. Onun içindir ki: “Üç günden fazla bir mü’min diğer bir mü’mine küsmemek” İslâmiyet emrediyor.
(53) Sözler Envar Neşrivat, s: 148.
Eğer o katl bir adavetten ve bir kinli garazdan gelmiş ve bir münafık o fitneye vesile olmuş ise, çabuk barışmak elzemdir. yoksa o cüz’î musibet büyük olur, devam eder. Eğer barışsalar ve öldüren tevbe etse ve maktûle her vakit dua etse, o halde her iki taraf çok kazanırlar ve kardeş gibi olurlar. Bir gitmiş kardeşe bedel, birkaç dindar kardeşleri kazanır. Kaza ve kader-i ilâhiyeye teslim olup, düşmanını afveder.. ve bilhassa madem Risale-i Nur dersini dinlemişler, elbette mabeynlerinde bulunan bütün küsmekleri bırakmağa hem maslahat ve istirahat-ı şahsiye ve umumiye iktiza ediyorlar.
Yükleniyor...