Kasap Tahir’in Hikayesi
Denizli hapsinde, efeliğiyle, pervasızlığıyla meşhur olan Süleyman Honkâr’dan en çok bahsedildiği gibi; şu Afyon hapsinde de eski mahpusların içinden en çok Kasap Tahir diye bir adamdan bahsedilir.
Kasap Tahir adıyla anılan bu cesur adam, aslında bir ayakkabıcıdır. Tahiri Mutlu Ağabey’in bizzat anlattığına göre, namusuyla oynıyan ve sarkıntılık etmek isteyen bir adamı; Kasap Tahir kendi dükkânında çalışırken, dükkânına gelen o adamı bir bahane ile bir başka şeye baktırmış ve eğilmesini sağlamış, o anda ânî şekilde elindeki keskin kösele bıçağıyla kellesini gövdesinden ayırıp intikamını almış ve namusunu temizlemiş olduğu için, hapishanede ona “Kasap Tahir” diye ad koymuşlardır.
Kasap Tahir, mahkemece idamına hükmedilmiş ve karar temyiz edilmiş.. Hapishane usûlünde idamına karar verilen adamlar, ağır zincirlerle bağlarlardı. Tahir de öyle zincirlerle bağlanmış, hatta teneffüse o haliyle çıkar gezinirmiş.
N. Şahiner’in “Nurs Yolu” kitabında, bazı Nur talebelerinden duyduğu şekliyle kaydettiğine göre: Bir gün Kasap Tahir o halde iken, hapishane avlusunda Bediüzzaman’la karşılaşırlar. Tahir, Üstâd Bediüzzaman’a ağlıya-ağlıya yalvarmaya başlar: “Ne olur hocam, beni kurtarın bu halden” diye tazallum ve arz-ı hal eder.
Kasap Tahir’in bu yalvarış ve tazallum-u hali bir inanıştan gelmektedir ki; Bediüzzaman Allah’ın dostu ve sevgili Velî kuludur. Eğer benim için Allah’a dua ederse, Allah kudretiyle her müşkili halleder, ben de mutlaka kurtulurum diye,..
(49) Afyon Hapsi mektupları -2,Siyah defter Zübeyr, s: 123.
Hazret-i Bediüzzaman’da, bir iki dakika Tahir’in halini ve samimi iltica ve yalvarışını durup seyreder. Sonra Tahir’i teselli eder: “Bu sana takılan şeyler senin idam mahkûmiyetinin zincirleri değil, senin tesbihindir. Onunla namazının tesbihini çek!. Söz ver, namazını kılmaya başla.. Ben de sana dua edeceğim. İnşaallah kurtulursun.” der.
Kasap Tahir, manevî büyüklüğüne inandığı Bediüzzaman Hazretlerinin o tesellidarane sözüne itimad eder. Namazını kılmaya başlar ve Üstâd’ın dediği gibi, ayağına omuzuna takılan kalın zincir halkalarıyla tesbihini çekmeye başlar. Bir gün aklına gelir, bu zincirin halkalarını bir sayayım der.. Sayar bakar ki; tam otuzüç halka...
Yükleniyor...