Hayat-ül Harranî denilen bir kutb-u azim Hazret-i Gavs’dan sonra, mematları hayatları gibidir. Beynel evliya meşhur olmuştur.”
{Aynı eser, s: 193.}
Dinî ve Tasavvufî Mes’elelerden Üçüncüsü:
İbrahim Hakkı’nın
İsm-i a’zam Cû’dur demesinin Ma’nası
“İkinci sualin: İbrahim Hakkı “Cğ’ “ ism-i a’zamdır” demesinin muradını bilmiyorum. Zahiren manasızdır, belki de yanlıştır. Fakat İsm-i Rahman, madem çoklara nisbeten ism-i A’zam vazifesini görüyor. Manevî ve maddî Cu’ ve açlık, o ism-i A’zamın vesile-i vüsûlü olduğuna işareten mecazî olara,k “CU ‘ “ ism-i A’zamdır” yani bir İsm-i A’zama bir vesiledir denilebilir.”
{Aynı eser, s: 203.}
Dünyanın Ömrü
İlmî ve dinî ve âkidevî bir mesele olan dünyanın ömrü hakkında vürud eden bir hadis-i şerif’ın tahkikatı hakkında:
“İkinci kısım: Yeni yazdığımız Kur’ân’ın başında âyat-i Kur’âniyenin adedi altıbin altıyüz altmışaltı (6666) olmakla; envar-ı Kur’âniye ve Hakikat-ı Furkaniye eyyam-ı şeriye ile altıbin altıyüz altmış altı (6666) sene kadar küre-i Arzda hükmü cereyan edeceğine işaret ettiğine dair sualinize, o vakit zihnim başka yere müteveccih olduğu için, izahlı cevab veremedim. Sonra bana ihtar edildi ki: “Asım’ın (RH) suali ehemmiyetlidir, cevab ver!” Ben de o ihtara binaen üç esasla bir parça izah edeceğim..
Birinci esas: Nasılki Nur-u Muhammedî ve Hakikat-ı Ahmediye Aleyhisaelâtü Vesselâm divan-ı Nübüvvetin hem Fatihası, hem hatimesidir. Bütün Enbiya onun asl-ı Nur’undan istifade etmeleri ve hakikat-ı diniyenin neşrinde onun muinleri ve vekilleri hükmünde oldukları, Nur-u Ahmedî Aleyhissalâtü Vesselâm cebhe-i Âdemden ta Zat-ı mübarekine müteselsilen tezahûr edip, neşr-i nur ederek intikal ede ede, tâ zuhur-u etemle kendinde cilveger olmuştur. Hem mahiyet-i kudsiye-i Ahmediye Aleyhiasalatû Vesselam -Risale-i Mi’racda kat’î bir surette isbat edildiği gibi- şu şecere-i kâinatın hem çekirdek-i aslîsi, hem en ahir ve en mükemmel meyvesi olmuş.. Öyle de, Hakikat-ı Kur’âniye zaman-ı Âdemden şimdiye kadar Hakikat-ı Muhammedîye Aleyhissalâtü Vesselam ile beraber müteselsilen enbiyaların suhuf ve kütüblerinde nurlarını neşr ederek, gele gele tâ nüsha-i kübrası ve mazhar-ı etemmi olan Kur’ân-ı
{Aynı eser, s: 193.}
Dinî ve Tasavvufî Mes’elelerden Üçüncüsü:
İbrahim Hakkı’nın
İsm-i a’zam Cû’dur demesinin Ma’nası
“İkinci sualin: İbrahim Hakkı “Cğ’ “ ism-i a’zamdır” demesinin muradını bilmiyorum. Zahiren manasızdır, belki de yanlıştır. Fakat İsm-i Rahman, madem çoklara nisbeten ism-i A’zam vazifesini görüyor. Manevî ve maddî Cu’ ve açlık, o ism-i A’zamın vesile-i vüsûlü olduğuna işareten mecazî olara,k “CU ‘ “ ism-i A’zamdır” yani bir İsm-i A’zama bir vesiledir denilebilir.”
{Aynı eser, s: 203.}
Dünyanın Ömrü
İlmî ve dinî ve âkidevî bir mesele olan dünyanın ömrü hakkında vürud eden bir hadis-i şerif’ın tahkikatı hakkında:
“İkinci kısım: Yeni yazdığımız Kur’ân’ın başında âyat-i Kur’âniyenin adedi altıbin altıyüz altmışaltı (6666) olmakla; envar-ı Kur’âniye ve Hakikat-ı Furkaniye eyyam-ı şeriye ile altıbin altıyüz altmış altı (6666) sene kadar küre-i Arzda hükmü cereyan edeceğine işaret ettiğine dair sualinize, o vakit zihnim başka yere müteveccih olduğu için, izahlı cevab veremedim. Sonra bana ihtar edildi ki: “Asım’ın (RH) suali ehemmiyetlidir, cevab ver!” Ben de o ihtara binaen üç esasla bir parça izah edeceğim..
Birinci esas: Nasılki Nur-u Muhammedî ve Hakikat-ı Ahmediye Aleyhisaelâtü Vesselâm divan-ı Nübüvvetin hem Fatihası, hem hatimesidir. Bütün Enbiya onun asl-ı Nur’undan istifade etmeleri ve hakikat-ı diniyenin neşrinde onun muinleri ve vekilleri hükmünde oldukları, Nur-u Ahmedî Aleyhissalâtü Vesselâm cebhe-i Âdemden ta Zat-ı mübarekine müteselsilen tezahûr edip, neşr-i nur ederek intikal ede ede, tâ zuhur-u etemle kendinde cilveger olmuştur. Hem mahiyet-i kudsiye-i Ahmediye Aleyhiasalatû Vesselam -Risale-i Mi’racda kat’î bir surette isbat edildiği gibi- şu şecere-i kâinatın hem çekirdek-i aslîsi, hem en ahir ve en mükemmel meyvesi olmuş.. Öyle de, Hakikat-ı Kur’âniye zaman-ı Âdemden şimdiye kadar Hakikat-ı Muhammedîye Aleyhissalâtü Vesselam ile beraber müteselsilen enbiyaların suhuf ve kütüblerinde nurlarını neşr ederek, gele gele tâ nüsha-i kübrası ve mazhar-ı etemmi olan Kur’ân-ı
Yükleniyor...