koymuştur. Kur’ân’ın beşer ihtiyari haricinde fıtrî olarak yazılışındaki acib, harika ve zahir i ‘caza çok ziyadesiyle ehemmiyet vermiş ve bu mübarak acib tevafukların tanzimini bir derecede göze gösterecek kırmızı mürekkeble yazdırmak üzere, yakın talebelerini bu hizmete çağırmıştır. Mevcud ber-kenar mushafların sahife ve satır durumlarını hiç bozmadan, sadece durak ve keşidelerin bir derece tevafuku kaydıran mevcud vaziyetlerini düzeltmek suretiyle harika acib tevafuk mu’cizesinin tezahür edeceğini talebelerine bildirmiş ve o şekilde yeniden yazılmasını emretmiştir. Bu işi de, evvelâ cüzler halinde muhtelif talebelerine göndererek, hattı güzel bir kaç talebesine tevzi’ etmişti. Yazısı güzel olan talebelerinden bir kaç kişi her birisi bir miktar yazmış.. Fakat bu işte o sırada en çok muvaffak olan Ispartalı merhum Hüsrev Altınbaşak’dır. Diğer yazanlar ise, Hüsrev Ağabey’in bu başarısını görünce, bu vazifeyi tamamen ona bırakmışlardır. Hüsrev Ağabey de bu işte canla başla, aşk ve şevk içinde çalışarak; Hazret-i Üstâd’ın işaret ettiği bu tarzda yeni tevafuklu Kur’ân’dan hayatının sonuna kadar dokuz nüsha yazmaya muvaffak olmuştur. Allah bin rahmet eylesin amin.
Yıldızlarda Görülen Harika şehaplar
Kur’ân’ın üstte mezkûr yeni i’cazı keşfedildiği sene içerisinde, yıldızlar arasında bir çok şahapların bir gecede harika şekilde kayması, o civarda görülmüş ve meşhur olmuştur. Evet Kur’ân’ın sahifelerinde görülen o zahir ve bâhir i’caz nakşının keşfedildiği sene, bir gece şehap ve yıldızların kayması ve düşmesi hadisesi, mu’tadın çok fevkinde olarak vaki’ olmuş.. Hazret-i Üstâd da, o hadise üzerine “Yıldız mektubu” adını verdiğ’i hitab ile talebelerine o meseleyi anlatan bir mektup kaleme almıştır. Bu mektupta, Kur’ân’ın vahy ile nüzûlü sırasında şahapların daha acib bir şekilde ve zarif bir tarzda düşme hadisesini; Kur’ân’ın nüzûliyle çok yakın ilgisi olduğundan bahseden bazı ayetlerin işaretlerini kaydettikten sonra; o sene zarfında keşfedilen Kur’ân’ın gözle görülebilen zâhir i’cazının delili olan kelime tevafukatiyla ilgili olarak da, o sene içinde vaki’ olan şahapların düşme hadisesini buna bir işaret hissetmiş ve hususî şekilde kanaat getirmiş ve o mektupta bu hakikata imalı bir tarzda temas etmiştir. Mektup aynen şöyledir:
Yıldızlarda Görülen Harika şehaplar
Kur’ân’ın üstte mezkûr yeni i’cazı keşfedildiği sene içerisinde, yıldızlar arasında bir çok şahapların bir gecede harika şekilde kayması, o civarda görülmüş ve meşhur olmuştur. Evet Kur’ân’ın sahifelerinde görülen o zahir ve bâhir i’caz nakşının keşfedildiği sene, bir gece şehap ve yıldızların kayması ve düşmesi hadisesi, mu’tadın çok fevkinde olarak vaki’ olmuş.. Hazret-i Üstâd da, o hadise üzerine “Yıldız mektubu” adını verdiğ’i hitab ile talebelerine o meseleyi anlatan bir mektup kaleme almıştır. Bu mektupta, Kur’ân’ın vahy ile nüzûlü sırasında şahapların daha acib bir şekilde ve zarif bir tarzda düşme hadisesini; Kur’ân’ın nüzûliyle çok yakın ilgisi olduğundan bahseden bazı ayetlerin işaretlerini kaydettikten sonra; o sene zarfında keşfedilen Kur’ân’ın gözle görülebilen zâhir i’cazının delili olan kelime tevafukatiyla ilgili olarak da, o sene içinde vaki’ olan şahapların düşme hadisesini buna bir işaret hissetmiş ve hususî şekilde kanaat getirmiş ve o mektupta bu hakikata imalı bir tarzda temas etmiştir. Mektup aynen şöyledir:
Yükleniyor...