Rabian: Ey şeyh Hasan! Senin küçük mektubun bana büyük geldi. Ağlattırırken, güldürdü. Sen ve Muhammed Salih benim için pek kıymettar iki kardeş ve iki talebesiniz.. Siz duamda ve kazancımda dahilsiniz. Hem tev’ziat zamanında o yüksek kametinle çoklardan evvel hayalen görünüyorsun. Fakat gurbet arkadaşım Muhammed Salih’in halini çok merak ediyorum, dünyada ise, benim hususî selâmımı tebliğ et!..
Hamisen: Orada iseler, Molla şükrullah, Molla Yasin, Molla Resul, Molla Yusuf, Molla Ma’ruf, Molla Abdurrahman ve şeyh Hasan’ın biraderzadesi Fehmi, Gevaşlı Molla Abdülhakim, Molla Abdülvahhab, Fakah Haydar, Molla Hamid’in valideleri ve Nuh Bey’in kayınbiraderi Fahrî ve Abdülmecid Efendi’nin mahdumları gibi kardeşlere ve hayalimde kendileri bulunup isimlerini yazmadığım umum dostlara ve kardeşlere selâm ve dua ediyorum ve dualarını istiyorum.
Bu gurbette benim halet-i ruhiyemi anlamak isterseniz, şu gelecek fıkralara bakınız, ağlamama ağlayınız!..
Evet, ahiretine pek ciddî çalışan pek çok mübarek zatlar, kazandılar, gittiler. Ben beraber çalışmadım, gafletten uyandım. Fakat heyhat, yalnız ve müflis kaldım.. Ve bu hal hatıra geldikçe böyle bağırarak ağlarım:
“Bir ticaret yapmadım nakd-i ömür oldu heba.
Yola geldim.. Lâkin göçmüş cümle kervan bîhaber.
Ağlayıp, nâlân edip, düştüm yola tenha garib,
Dide giryan, sine berryan, akıl hayran bîhaber..
Elbakî hüvel bakî
Kardeşiniz
Said-i Nursi”
{Müntehap dosyası Barla asılları, Sıra No: 5.}
şam’dan Barla’ya Barla’dan şam’a Mektuplaşma
11 şevval 1346 - 25 Kasım 1928.. ve 25 Zilka’de 1346 - 29 Aralık 1928’de Hazret-i Üstâd’ın hemşiresi Alime Hanım’ın Üstâd’a yazdığı iki mektup.. ve Hazret-i Üstâd’ın ona cevabı:
Bu mektuplaşmalar, herhalde 1928’de menfiler için çıkan af kanunu münasebetiyle, Hazret-i Üstâd’ın hemşiresi ve eniştesi; Üstâd’ın da serbest bırakılacağını zannettiklerinden mektuplarını öyle yazmışlar. Fakat, heyhat, nerede ve ne gezer?..
Çünkü mektuplardan birisinde Üstâd’ın hemşiresi merhume Hanım: “Ne niyettesiniz, nereye gitmeyi düşünüyorsunuz?” şeklinde istifsar etmiştir.
Hamisen: Orada iseler, Molla şükrullah, Molla Yasin, Molla Resul, Molla Yusuf, Molla Ma’ruf, Molla Abdurrahman ve şeyh Hasan’ın biraderzadesi Fehmi, Gevaşlı Molla Abdülhakim, Molla Abdülvahhab, Fakah Haydar, Molla Hamid’in valideleri ve Nuh Bey’in kayınbiraderi Fahrî ve Abdülmecid Efendi’nin mahdumları gibi kardeşlere ve hayalimde kendileri bulunup isimlerini yazmadığım umum dostlara ve kardeşlere selâm ve dua ediyorum ve dualarını istiyorum.
Bu gurbette benim halet-i ruhiyemi anlamak isterseniz, şu gelecek fıkralara bakınız, ağlamama ağlayınız!..
Evet, ahiretine pek ciddî çalışan pek çok mübarek zatlar, kazandılar, gittiler. Ben beraber çalışmadım, gafletten uyandım. Fakat heyhat, yalnız ve müflis kaldım.. Ve bu hal hatıra geldikçe böyle bağırarak ağlarım:
“Bir ticaret yapmadım nakd-i ömür oldu heba.
Yola geldim.. Lâkin göçmüş cümle kervan bîhaber.
Ağlayıp, nâlân edip, düştüm yola tenha garib,
Dide giryan, sine berryan, akıl hayran bîhaber..
Elbakî hüvel bakî
Kardeşiniz
Said-i Nursi”
{Müntehap dosyası Barla asılları, Sıra No: 5.}
şam’dan Barla’ya Barla’dan şam’a Mektuplaşma
11 şevval 1346 - 25 Kasım 1928.. ve 25 Zilka’de 1346 - 29 Aralık 1928’de Hazret-i Üstâd’ın hemşiresi Alime Hanım’ın Üstâd’a yazdığı iki mektup.. ve Hazret-i Üstâd’ın ona cevabı:
Bu mektuplaşmalar, herhalde 1928’de menfiler için çıkan af kanunu münasebetiyle, Hazret-i Üstâd’ın hemşiresi ve eniştesi; Üstâd’ın da serbest bırakılacağını zannettiklerinden mektuplarını öyle yazmışlar. Fakat, heyhat, nerede ve ne gezer?..
Çünkü mektuplardan birisinde Üstâd’ın hemşiresi merhume Hanım: “Ne niyettesiniz, nereye gitmeyi düşünüyorsunuz?” şeklinde istifsar etmiştir.
Yükleniyor...