binaen- Rahmet-i İlâhiyye’den alacakları ecir ve mükâfât, sahabelerden sonra ikinci derecede gelir.

Nasıl ki, sahabelere, bilhassa Bedir harbinde bulunan sahabelere.. ve sonra ikinci derecede Uhud harbinde savaşanlarına sair sahabeler yetişmediği gibi; Ümmet-i Muhammed’de (A.S.M) yetişen en harika kutublar, müçtehid ve allâmeler de, nasılki ecir ve mükâfatta ve küllî fazilette sahabelerin en küçüğünün derecesine yetişemiyorlar. Öyle de Nur talebelerinin bu saff-i evvellerine de sair Nur talebeleri yetişemez ve ulaşamazlar denilebilir. Bilhassa bunların Eskişehir hapsinde bulunanlarına... Sonra ikinci ve üçüncü derecede olarak Denizli ve Afyon hapsinde bulunanlarına...

Belki olabilir ki; Hazret-i Üstâd’ın 1960’lara kadar yazdığı risalelere, tetimmeler, zeyiller, haşiyeler ve umum lahika mektupları vasıtasıyla bazı Nur talebeleri ilim ve malûmatta ileri de olsalar; fakat fedakârlık, ihlâs ve sadakatta, safvet-i kalb ve samimiyette, o saff-ı evvellerin sabıkîn-i evvelinlerine ulaşamaz ve erişemezler. Hele onlara karşı rüçhaniyeti ise, asla dava edemezler. Her ne ise...

İşte bu nokta için, bizim gibi nâhillerin yazacakları tarihçe, -ne kadar tafsilâtlı da olsa- Üstâd’ın hayatıyla birlikte o bahtiyar zümre olan saff-ı evvel Nur talebelerinin hayatlarını da kâfi derecede içine almadığından aslında kısa ve noksan olur. Zira istikbal ve nesl-i atî bizlerden bu saff-ı evvel olan sadık ve bahtiyar Nurcular hakkında geniş ma’lumat isteyeceklerdir.Tek tek her birisinin kısacık da olsa hayat tarihçelerini soracaklardır. Neden o kâmil ve mücahid ve bahtiyar insanların hayatlarına dair kâfi ma’lumât hazırlayıp bırakmadınız? diye bizleri tevbih edeceklerdir. Hakları da vardır.

Evet, henüz zaman ve fırsat tamamen elden kaçmamışken; N. Şahiner kardeşimizin yaptığı kismen çok kısa, kısmen iyi araştırmasının tamamlayıcısı olacak geniş bir taharrînin yapılması behemahal lâzımdır kanaatindeyim. Hiç olmazsa Eskişehir, Denizli ve Afyon hapsinde Üstâd’la beraber bulunmuş olan zatların her birisinin ismini, babasının ismini, doğum ve vefat tarihlerini, Risale-i Nur’a karşı yaptığı hizmetlerinin özetini, nerede doğup büyüdüğünü, hususî mesleğini, Risale-i Nur’a hangi tarihte intisab ettiğini ve Bediüzzaman Hazretleriyle birlikte hangi hapislerinde bulunduklarını ve Risale-i Nur’a ve Üstâd’a nasıl ve ne gibi hizmetleri sebkat ettiğini gösterir kısacık birer biyografilerinin mutlaka hazırlanması lazımdır, belki de zarurîdir kanatindeyim.

Lakin bu kitapta -üst tarafta da arz ettiğimiz gibi- adı ve ünvanı belli ve lahikalarda takriz yazıları mevcut zatların bile herbirisinin, yanlız takriz fıkralarındaki hatıraları gibi, birer kısacık hal tercümelerini de dercetmiş olsak; o fasıl tek başına büyük bir kitap kadar olacaktı. Bunun için bu kitapta o zatlardan ancak bir kaçının telâkkî ve takrizlerinden nümunelik bazı bölümler seçerek dercedebildik. İnşaallah bir meraklı ve mevzuun ehemmiyetini müdrik bir kardeşimiz veya bir hey’et bu işi üzerine alır da, bu pek büyük işi ve çok ehmmiyetli vazifeyi imkânların elverdiği ölçüde yapmasını bütün kalbimle niyaz ediyorum.

Yükleniyor...