Eğridir Nur Talebeleri

{Bu tertib ve sıralama Barla merkezinden muhitine doğru uzanan bir sıralamadır.Yoksa talebelik kıdemi ve derecesi sıralaması değildir.}





Eğridir denince; hemen insanın aklına Risale-i Nur’un hizmet ve inkişafı bakımından, pek büyük bir hadise gelir. O da Eğridir’de o zaman kıdemli Yüzbaşı İbrahim Hulusi Yahyagil’in Risale-i Nur’a iltihak ve intisabıdır.

Evet, 1927 yılı son ayında, Mardin’in Cezire kazasından Manisa’ya tayini yapılan kıdemli Yüzbaşı İbrahim Hulusi Yahyagil, Manisa’da fazla durdurulmadan bir iki ay kadar sonra, yani 1928’in ilk ayında Eğridir’e tayini çıkar. Eğridir’in dağ talimgâhında kıdemli istihkâm yüzbaşısı olarak vazife alır. Bir sene kadar Eğridir’de kaldıktan sonra, Eğridir’in cami cemaatından meczub şeyh Mustafa veya Hafız Mustafa vasıtasıyla Risale-i Nurları tanımaya başlar. Ve 14 Nisan 1929’da şeyh Mustafa ile birlikte Barla’ya birlikte gider. Hayatının son nefesine kadar kendisine imam ve rehber tanıyıp, yoluna baş koyarak, Üstâd edineceği aziz Üstâdının ziyaretine gider. Kıdemli Yüzbaşı İbrahim Hulusi Yahyagil’in Hazret-i Üstâd’ı bu ziyaretiyle, Risale-i Nur’a intisab ve iltihakı büyük bir hadise ve Risale-i Nur’a mühim bir kuvvet teşkil etmiştir.

O zamanlar kıdemli yüzbaşı, şimdi âlem-i ahirete göçmüş Emekli Albay Hacı İbrahim Hulusi Bey, Risale-i Nur dairesinde ihlas, sadakat, azm ve sebatta daima birinciliği muhafaza ettiği, aynı zamanda Risale-i Nur’un Mektubat ve Lem’alar mecmuasının ekserisi onun suallerinin cevabları olarak zuhûr ettiği ve tam elli sekiz sene Risale-i Nur dairesine menfaat, bereket, şeref ve meziyetten başka.. İhlas örneği olmaktan ve Nur talebelerinin sair ehl-i iman cemaatleriyle olan uhuvvetlerini te’mine medar merkeziyet teşkil eden büyük bir şahsiyet olarak Nurlara ve Nur cemaatine fayda vermekten gayrı, son nefesine kadar hiç bir zararı, hiç bir tedbirsizliği ve haşa hiç bir taşkınlığı görülmiyen büyük bir insan olduğu ve umum Nur talebelerinin ağabeyisi durumunda bulunduğu için, bu makamda onun kısaca bir hayat tarihçesini kaydetmek yerinde olur. Daha sonra onun Risale-i Nur ve Üstâd’ı hakkındaki telâkkî ve ihtisaslarını dile getiren yazılı takriz mektuplarından örnekler vereceğiz. Daha sonra da bazı şifahî hatıra ve menkıbeli rivayetlerine geçeceğiz.


Yükleniyor...