Barla Danince

Evet, Barla denince, insanın aklına hemen Üstâd Bediüzzaman Said-i Nursî

{Zaif bir tevafuktur ki:Üstâd Bediuzzaman'ın eski lakabı olan Kürdî kelimesi,cifir ve ebced hesabıyla 234 rakamını gösterdiği gibi,Barla isminin ebcedi makamı da yine aynı rakamı göstermektedir.Bu zaif tevafukla,Barla ismi hakiki müsemmasını bulmuş olarak ve yeryüzünde ve dünyada bu ismin hürmetle anılmasına ve mübarekiyet kazanmasına vesile olmuş olarak;isim ile müsemma birbirini bulmuş ve artık Hazret-iÜstâd eski lâkabını bırakmış,Kûrdi'yi Nursi yapmıştır,Belki bu remizli mana ile artık Barla olmuştur denilebilir.}



ve Risale-i Nur eserleri gelir. Tabii ki Bediüzzaman’ı bilen, işiten ve ilgilenenler ve Risale-i Nurları okuyan ve duyan kimselerin aklına gelir ancak.

{Bu tevafukâ ve bulan zata Barekellahü elfün ...M.Sungur.}





Yine Barla denince: Ecnebilerin dinsiz komitelerinin plânlarıyla, yerli tinetsiz hempalarını bulup, Türkiye’de dinsizlik rejiminin uygulandığı en karanlık devirler hatırlanır. Aynı zamanda, Kur’ân dellallığını uhdesine alarak din adına mânevî cihadını başlatan Hazret-i Bediüzzaman’ın aziz şahsında; dine karşı yapılan sû-i hareketlerin, zulümlerin, cebir, zorbalık ve tuğyanların hüküm sürdüğü dönem tahattur edilir.

Yine Barla denince: Bir taraftan bin seneden beri İslâm dini ve Kur’ân’ın aleyhinde zındık kâfirlerin terâküm etmiş olan düşmanlık, ğayz ve kinlerinin zehirli iğrenç kusuntuları

{Misal için;aynı günlerde yayınlanan "Resimlerde Ay" dergisi,Nisan 1927'deki sayısında iğrenç bir insan iskeleti çizerek,altında da "Ahiret'e inanır mısınız?" yazısını bir anket tarzında koymuş ve Türkiye'de yaşayan Abdullah Cevdet, Ercüment Ekrem gibi meşhur dinsizlerin menfi fikirlerini de neşretmiştir.}



hatırlandığı gibi... Öbür tarafta İslâm dininin temel kaidelerinin evham, vesvese ve şüphelerin paslarından arındırılıp temizlenerek yeniden parlayıp cilâlanmasına vesile olmuş ve olacak olan Risale-i Nur eserlerinin zuhuru, tulu’u ve inkişafı göz önüne gelir.

Hülâsa: Mübarek Barla ismi, bir taraftan dinsiz kâfirlerin azgın tuğyanlarının dönemini hatırlattığı gibi.. Öbür taraftan me’yus ehl-i imana müjde ve beşaret meltemlerini, sürûr ve ferah nesimini, ümit ve canlılık esintilerini ve bu dinin ebedîliğinin kırılmaz, mukabele edilmez hüccet ve burhanlarının elmas kılıncının parıldamasını, ışıldamasını bildiren ve gösteren ve ilâhî va’adlerin ve mev’ud zaferlerin bad-ı sabasının güzel rayiha ve kokularını koklattıran devreleri hatırlattırır, gözler önünde canlandırır ve hakeza!..

Not: Hazret-i Üstâd’ın Barla Hayatı’nın daha güzel, daha canlı edibane ve şâirane tasvirini görmek isteyenler, büyük Tarihçe-i Hayat kitabında çok güzel ve edebî bir beyanla tarif ve tasviri yapılmıştır. Oraya havale ederiz. Biz de bu makamda onu düşünüp bu kısacık tarifle iktifa ediyoruz.

Yükleniyor...