İşte Üstâd Bediüzzaman’a karşı uygulanan bu zulümlü, azgın bed muamelelerin hepsi, bu üç başbakanın hükûmetleri sırasında olmuştur diyebiliriz.
Afyon Hapis Hadisesi Öncesinin Bir Fezlekesi
Afyon hapis hadisesinin ihdası, din düşmanı gizli komitelerin ellerinde kalmış son çare ve son bir oyundur. Evet Hazret-i Üstâd Bediüzzaman bilhassa Emirdağ’ına getirildikten sonra, din düşmanı gizli komiteler onun hakkında üç tane olanlarca pek mühim ve büyük ana projeler hazırladılar ve uyguladılar.
Bunlardan birincisi: Onun vücudunu gizli su-i kastıla zehirler ve ilaçlarla ortadan kaldırmak..
İkincisi: Ona yönelen Müslüman halkın büyük teveccühlerini ürkütme ve iftiralarla kırmaya çalışmak...
Üçüncüsü: İhanet ve âdî muamelelerle Üstâd’ı hiddete getirip bir hadise çıkartmak...
Evet bu üç plan Üstâd’ın Emirdağ’ı hayatı boyunca ona uygulanan bâriz ve âşikâr muamelelerdir, ki çok örneklerini arzettik.
Fakat bu üç ana projelerin hiç birisi de tutmadı ve tüm çabaları hoşa gitti. Gele gele,1947’nin ortalarına geldiler.. Bu sene içinde, en son çare olarak, ne yapıp yapıp Üstâd Bediüzzaman’ı hiddete getirmek ve karşı koydurtmak olan plânlarını son bir kez daha en adî şekilde uygulamaya koydurttular.
Hatta Reis-i Cumhur İsmet İnönü bile, tuzaklanan bu plânın o sene içinde tahakkuk edeceğine inanarak, aynı senede Afyon’da yaptığı konuşmasında sinyaller veriyordu.
Lâkin az üstte kaydedilmiş Üstâd’ın istida ve arzuhallerinde görüldüğü üzere; o, bu plânı çok iyi seziyor ve biliyordu. Ona göre, bütün izzet-i imaniyesi ve şehamet-i fıtriyesi ile; ve zulüm ve hunharlıklara karşı bütün hayatında tahammülsüzlüğü ile beraber, sabır ve sekinet ile tahammüle karar verdi ve muvaffakda oldu
Mezkûr üç ana projeleri fiiliyatta beş para etmediğini gören zındık komiteler, bir döndüncü plân - ki zaif ve en son uygulanacak bir şey idi- düşündüler. şöyle ki:
1- Isparta teksir makinesini ve elde ettikleri Zülfikâr ve Asa-yı Musa kitaplarını..
2- Eskişehir’de resmen tab’ edilen Gençlik Rehberi’ni..
Afyon Hapis Hadisesi Öncesinin Bir Fezlekesi
Afyon hapis hadisesinin ihdası, din düşmanı gizli komitelerin ellerinde kalmış son çare ve son bir oyundur. Evet Hazret-i Üstâd Bediüzzaman bilhassa Emirdağ’ına getirildikten sonra, din düşmanı gizli komiteler onun hakkında üç tane olanlarca pek mühim ve büyük ana projeler hazırladılar ve uyguladılar.
Bunlardan birincisi: Onun vücudunu gizli su-i kastıla zehirler ve ilaçlarla ortadan kaldırmak..
İkincisi: Ona yönelen Müslüman halkın büyük teveccühlerini ürkütme ve iftiralarla kırmaya çalışmak...
Üçüncüsü: İhanet ve âdî muamelelerle Üstâd’ı hiddete getirip bir hadise çıkartmak...
Evet bu üç plan Üstâd’ın Emirdağ’ı hayatı boyunca ona uygulanan bâriz ve âşikâr muamelelerdir, ki çok örneklerini arzettik.
Fakat bu üç ana projelerin hiç birisi de tutmadı ve tüm çabaları hoşa gitti. Gele gele,1947’nin ortalarına geldiler.. Bu sene içinde, en son çare olarak, ne yapıp yapıp Üstâd Bediüzzaman’ı hiddete getirmek ve karşı koydurtmak olan plânlarını son bir kez daha en adî şekilde uygulamaya koydurttular.
Hatta Reis-i Cumhur İsmet İnönü bile, tuzaklanan bu plânın o sene içinde tahakkuk edeceğine inanarak, aynı senede Afyon’da yaptığı konuşmasında sinyaller veriyordu.
Lâkin az üstte kaydedilmiş Üstâd’ın istida ve arzuhallerinde görüldüğü üzere; o, bu plânı çok iyi seziyor ve biliyordu. Ona göre, bütün izzet-i imaniyesi ve şehamet-i fıtriyesi ile; ve zulüm ve hunharlıklara karşı bütün hayatında tahammülsüzlüğü ile beraber, sabır ve sekinet ile tahammüle karar verdi ve muvaffakda oldu
Mezkûr üç ana projeleri fiiliyatta beş para etmediğini gören zındık komiteler, bir döndüncü plân - ki zaif ve en son uygulanacak bir şey idi- düşündüler. şöyle ki:
1- Isparta teksir makinesini ve elde ettikleri Zülfikâr ve Asa-yı Musa kitaplarını..
2- Eskişehir’de resmen tab’ edilen Gençlik Rehberi’ni..
Yükleniyor...