Siyasetle şeytanı, meslek-i Hak reddeder,
Diyanetle imanı meşreb-i hak emreder,
Geda ile Sultanı mezheb-i Hak bir eder.
“Muhlis” ile ihvanı menba-ı hak bir eder.
bilmeli
fermanını duymalı
Hulusî
Üstâd Mahkemede
Hazret-i Üstâd’ın az üstteki, on vecihle kanunsuzluğunu ispat eden muamele hakkındaki yazısı üzerine, onu mahkemeye çağırmışlar ve dört saat ayakta ifadesini almışlardır. Mahkeme, (Emirdağ’da bir mahkeme) Hazret-i Üstâd’a çok manasız, basit ve mantıksız sualler sormuş.. Üstâd da geniş izahatla yukardaki yazının aynısını
{Yeni yazı Emirdag-1, s: 277.}
onlara söylemiştir. O günü Hazret-i Üstâd’ın mahkemede ifadesi alınırken, dört defa zelzele olmuş, aynı günün akşamında da Ankara maarif binası ve otogarı.. Ve ızmir’de bir fabrika, Adana’da büyük bir bina yanmıştı.
{Osmanlıca Afyon mahkeme müdafası, s: 185.}
Heyet-i Vekileye Yazdığı İstida
Hazret-i Üstâd mahkemede verdiği dört saatlik ifadesinden bir müddet sonra da, hey’et-i vekileye (Bakanlar Kurulu) ve meclis başkanına hitaben kaleme almış olduğu şu istid’asını göndermiştir:
“Hey’et-i vekileye ve Milletvekilleri riyasetine cüz’î, fakat ehemmiyetli bir ma’ruzatımdır:
Otuz seneden beri hayat-ı siyasiyeden çekildiğim halde, bu sırada bir defaya mahsus olarak bir vatanî ve millî ve asayişî bir mes’eleyi beyan ediyorum. şöyleki:
Çok emarelerle kat’î kanaatımız geldi ki; anarşilik hesabına bana ve bu Emirdağ’ı kasabasına ve dolayısıyla bu vatana bir su-i kasd var ki; bir habbeyi kubbeler ve bir sinek kanadı kadar ehemmiyeti olmıyan bir hadiseyi bir dağ gibi gösterip sükûnete muhtaç olan bu vatanda, beni bahane edip anarşilik hesabına ve bir ecnebî plânıyla bize, yani vatandaşlarımızı idam-ı ebediden ve şübehat-ı uhreviyeden kurtarmağa çalışan Nur
Diyanetle imanı meşreb-i hak emreder,
Geda ile Sultanı mezheb-i Hak bir eder.
“Muhlis” ile ihvanı menba-ı hak bir eder.
bilmeli
fermanını duymalı
Hulusî
Üstâd Mahkemede
Hazret-i Üstâd’ın az üstteki, on vecihle kanunsuzluğunu ispat eden muamele hakkındaki yazısı üzerine, onu mahkemeye çağırmışlar ve dört saat ayakta ifadesini almışlardır. Mahkeme, (Emirdağ’da bir mahkeme) Hazret-i Üstâd’a çok manasız, basit ve mantıksız sualler sormuş.. Üstâd da geniş izahatla yukardaki yazının aynısını
{Yeni yazı Emirdag-1, s: 277.}
onlara söylemiştir. O günü Hazret-i Üstâd’ın mahkemede ifadesi alınırken, dört defa zelzele olmuş, aynı günün akşamında da Ankara maarif binası ve otogarı.. Ve ızmir’de bir fabrika, Adana’da büyük bir bina yanmıştı.
{Osmanlıca Afyon mahkeme müdafası, s: 185.}
Heyet-i Vekileye Yazdığı İstida
Hazret-i Üstâd mahkemede verdiği dört saatlik ifadesinden bir müddet sonra da, hey’et-i vekileye (Bakanlar Kurulu) ve meclis başkanına hitaben kaleme almış olduğu şu istid’asını göndermiştir:
“Hey’et-i vekileye ve Milletvekilleri riyasetine cüz’î, fakat ehemmiyetli bir ma’ruzatımdır:
Otuz seneden beri hayat-ı siyasiyeden çekildiğim halde, bu sırada bir defaya mahsus olarak bir vatanî ve millî ve asayişî bir mes’eleyi beyan ediyorum. şöyleki:
Çok emarelerle kat’î kanaatımız geldi ki; anarşilik hesabına bana ve bu Emirdağ’ı kasabasına ve dolayısıyla bu vatana bir su-i kasd var ki; bir habbeyi kubbeler ve bir sinek kanadı kadar ehemmiyeti olmıyan bir hadiseyi bir dağ gibi gösterip sükûnete muhtaç olan bu vatanda, beni bahane edip anarşilik hesabına ve bir ecnebî plânıyla bize, yani vatandaşlarımızı idam-ı ebediden ve şübehat-ı uhreviyeden kurtarmağa çalışan Nur
Yükleniyor...