Hazret-i Üstâd’ın merhum Ceylan hakkında ifade ettiği. âzamî sadakat numunesinin fiilî bir tezâhürü olarak, şu gelecek hatırayı bizzat merhum Zübeyr Gündüzalp’tan duymuştum:

“Merhum Ceylan, Üstâd’ın hizmetinde bulunduğu sıralarda bir gün kaymakam, jandarma komutanı yüzbaşı vesaire Üstâd’ın menziline çıkarak, hem taharri, hem ihanet niyetiyle gelmişler. Merhum Ceylan, aynen Ankara’da merhum Abdurrahman’ın yaptığı gibi, bunların arka tarafında durarak, Üstâd’ın gözlerine bakıyor, bir eli de hançerinin üstünde... Üstâd’ın gözlerinden bir işaret bekliyor ve bunların herhangi bir fiilî tecavüzleri olursa, hazır duruyormuş. Üstâd ise, öyle maddî mukabele edecek hallerden çok uzak olduğu için, herhangi bir işaret vermesi mümkin değildir...”

Üstâd’ın merhum Ceylan’a kendi el yaıısıyla ikinci bir nasihatı

Bu kaydedeceğimiz yazıyı Üstâd Hazretleri Eylül 1946 başlarında, Zülfikâr’ın makineyle teksir edildiği sıralar yazmıştır:

“Ceylan! Zaman naziktir. Nurların faaliyeti vaktinde çok dikkat lâzımdır. Nurun ve bizim ve Nurcuların selâmeti ve münafıkların şerrinden kurtulması için sen bu üç maddeyi bil:

Birincisi: İktisada tam riayet etmek lâzımdır... Ta validen ve baban senden gücenip, hizmet-i Nuriyeye zarar gelmesin. Dükkancılık eden, mertlik edemez, on paraya dikkat eder. Mal senin değil, ikram etsen caiz değil.

İkincisi: şimdilik nazar-ı dikkati kendine celbetmeye ve gösteriş yapmağa çalışma! Senin elindeki Nur emanetlerine zarar gelmesin... hevesatını, faydasız eğlencelerini bırak... Hizmet-i Nuriye’nin, sana verdiği zevkler yeter.

Üçüncüsü: Bizi görmek için buraya gelenlerden herkese açılma! lüzumsuz onlara esrarımızı bildirme... Çünki içlerinde ya sâfdil veya kurnaz veya aptal bulunabilir, ifşa eder. Habbeyi kubbe yapar. Ondan münafıklar ve ca’suslar istifade eder. Hususan bu kasabada daha çok dikkat ve ihtiyat lâzımdır.”

{Hususi dosya Sıra No: 5.}



Yükleniyor...