Merhum Ceylan’ın babası olan Mehmed Çalışkan amcadan bizzat dinlediğim hikâyesini kaydediyoruz:

“Ceylan orta okulu bitirdikten sonra, onu bir liseye veya başka yüksek bir okula göndermek istiyordum. Orta okuldan diplomasını aldıktan sonra alıp Üstâd’a gittim ve Ceylan’ı hangi okula göndereyim diye sordum.

Üstâd Hazretleri: “Hiç bir okula göndermiyeceksin. Onu ben okutacağım, bana teslim et!” dedi.

Ben de, biri iki etmeden, hemen bir somya ve bir kat yatak, elbise vesairesini alıp beraber Üstâd’a götürüp teslim ettim. Üstâd Ceylan’ın somyasını evinin ikinci odasına yerleştirdi ve artık Ceylan orada kalmaya başladı.

Üstâd’ın kapı anahtarını Ceylan’a vermeleri

Hadise kuvvetli bir tahmine göre 1945 yılı içerisinde olmuştur. Merhum Ceylan bütün aile ferdleriyle birlikte, Üstâd Hazretleriyle yakın bir alâkadarlık içinde ve her gün yanına gidip gelmektedir. O sıra, kendisi bir çocuktur diye Üstâd’a hizmet için, kapı anahtarı kaymakamın emriyle Ceylan’a teslim edilir. Bu hadise üzerine Hazret-i Üstâd Ceylan’a hitaben şu gelecek satırları bizzat kendi el yazısı ile kaleme alır:

“Bismihi Sübhanehu

Ceylan! sen bahtiyardın ki; Bu acib zamanda Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir hizmeti ve onun ma’nevi hazinesinin bir anahtarını elde ettin. Benim de anahtarımı aldın.. Ve küçük bir Abdurrahman ve küçücük bir Hüsrev namını aldın. Bu kudsî ve ehemmiyetli vazifeye lâyık olacağını gayet kuvvetli bir sadakat ve metanet ve ihtiyat ile isbat edersin. Gerçi çocuksun... Fakat sende kuvvetli bir sadakat hisettiğimizden, küçülmüş bir kuvvetli ihtiyar nazarıyla bakıyorum. Sen de dikkat et! Çocukluk hevesatına ve aldanmalarına kapılma!

On adamın şimdiki benim hizmetimde vazifeleri mecburiyetle sana yüklenmiş. Az bir yanlışın büyük bir zarar verir.

Bunu kat’iyyen bil ki: Senin hizmet ettiğin hakikatın, sana vereceği hem dünyada, hem ahirette kâr ve menfaâte mukabil, dünyada hiç birşey gelemez. Belki bir elmas hazinesini, şişe gibi çabuk kırılacak fânî Dünya menfaatleriyle elinden kaçırma!.. Çocukluk kulağıyla cinnî, insî şeytanların vesveselerine kapılma!...

Said-i Nursi”

{Daktilo yazı Emirdağ Mektupları, s: 30.}




Yükleniyor...