Hürriyetçilerden Yardım İstenebileceği Hakkında

Hazret-i Üstâd’ın üstteki mektubunda; zulümlerin, keyfi istibdatların def’i ve Risale-i Nurların selâmetle intişarı için ve yalnız o niyetle, şahıslar Nur cemaatını temsilen değil, kendi şahsı adına haklı bir tarafa girebilmesine fetva verdiği gibi; 1947’lerde yazılan bu mektupta, Nurlar’ın neşri ve zulümlere daha çok maruz kalınmaması veya kurtarılması noktalarından Hürriyetçiler’den, Demokratlar’dan yardım istenebileceğine dair izin ve ruhsatları da varid olmuştur. Mesela bir mektubunda şöyle emreder:

“Kardeşlerim, dünya işlerini bilemediğimden sizlere havale ediyorum. Bu büyük masraflara karşı ekser kardeşler fakirül-hal ve çoktan beri aleyhimizde propaganda ile herkeste bir çekinmek ve Nurlar’dan kaçınmak cihetiyle; abone usuliyle hem ucuz verilmemek, ta kıymetini takdir etmeyenlerin ellerine düşmesin. Hem büyük masraflara girmemek.. Hem temkinli ve ihtiyatlı bulunmak ve Hürriyetçiler’in Nur’un neşrinde yardımlarını ve himayelerini elde etmek lâzım geliyor...”

{Elyazma Emirdağ-1 aslı, s : 262.}



Başka bir mektuptan:

“... Saniyen: Nazif’in haber verdiği yeni bir taarruz alâmeti ne şekildedir. Makineye karşı olmazsa hiç ehemmiyeti yoktur. Eğer o cihette olsa, çok ihtiyat ediniz. Münasib ise, Demokrat Parti’den muavenet isteyiniz. Ben merak ediyorum. Biz dünyalarına karışmadığımız halde, bu derece bize ilişmek bir küfür hesabına... hizmet-i Kur’âniyemize sed çekmek musibetine karşı, bütün Nurcular bütün kuvvetleriyle demir gibi bir metanet ve tesanüd ve sabırla çalışmak.. ve sırren tenevveret altına girmek gerektir. Hem telâş etmeyiniz, onlar birbiriyle meşguldür...”

{Aynı eser, s: 275.}



Aynı sıralarda, Millet Partisi’nden hatta insaflı bazı C.H.P’lilerden de, zulmü defetmek için yardım sağlamak üzere girişimler olmuş idi.Bilâhare Risale-i Nur meselesinin hakikatına vakıf olan eski Dahiliye Vekili Hilmi Uran ki, C.H.P genel sekreterliğinde iken, Üstâd’ın ona yazmış olduğu tarihî ve çok manidar

yazısı

{Eski harf Emirdağ -Zübeyr- 2, s: 25.}



ve ondan önce de Erzurum ilk millet vekillerinden Salih Yeşiloğlu’nun ona, Dahiliye Vekili iken, yazdığı mektup üzerine, Hazret-i Üstâd’ın şahsiyet ve mesleği hakkında tam bir bilgiye kavuşmuş, Üstâd’a yanaşmak ve elinden geldiğince yardımlarda bulunmak istemişti.

Hilmî Uran, aslında milliyetçi bir kimse olup, ilk başlarda Hazret-i Üstâd haklunda yanlış bilgilere dayanan kötü bir zehab içindeyken, Üstâd

Yükleniyor...