Bir başka parçadan:
“... Evet kardeşlerim, kırk senedenberi hem hakikat-ı İslâmiye ile, hem benimle mücadele eden perde altındaki zındıklar, münafaklar elbette Zülfikarın fütûhatına ve şâkirtlerinin şevklerini kırmak için bazı böyle ehemmiyetsiz iliştirmek için, ya bazı memurları veya bazı zabıtayı iğfal edip evham veriyorlar. ınşaallah bir zarar olmaz. Siz hem ihtiyat ediniz, hem telâş etmeyiniz...”
{Elyazma Emirdağ-1, s: 359.}
Başka bir mektubtan:
“... Bir adam ki, hakiki meslek ve meşreb ittihaz ettiği, yirmi otuz senelik hayatında düstur kabul ettiği bir hâlin zıddıyla onu ittiham etmek nev’inde, kanunsuz ve keyfi bir taarruz hadisesinin mahiyeti şudur ki: Ben
Risale-i Nur mesleğinin esası ve otuz seneden beri bir düstur-u hayatım olan; şefkat itibarıyla bir masuma zarar gelmemek ve bana zulüm eden canilere değil ilişmek, hatta beddua da edemiyorum. Hatta en şiddetli ve garazla bana zulüm eden bazı fasık, belki dinsiz zâlimlere hiddet ettiğim halde, değil maddi, belki beddua ile de mukabeleden beni o şefkat men’ ediyor. Çünki o zalim gaddarın ya peder ve validesi gibi ihtiyar biçarelere veya evlâdı gibi masumlara maddî ve manevî zarar ve darbe gelmemek için, o dört beş masumun hatırına binaen, o zalim gaddara ilişmiyorum. Bazen helal ediyorum.
İşte bu sırrı-şefkat içindir ki: ıdare ve asayişe kat’iyyen ilişmediğim gibi, bütün arkadaşlarıma da o derece tavsiye etmişim ki: İç vilâyetin insaflı zabıtalarının bir kısmı i’tiraf etmişler ki: “Bu Nur şâkirtleri manevî bir zabıtadır, idare ve asayişi muhafaza ediyorlar” dedikleri ve bu hakikata binler şahid ve yirmi sene hayatıyla tasdik.. Ve binler şâkirtlerin de zabıtaca hiç bir vukuat kaydetmemesi ile tasdik ettikleri halde, o biçare adamın ihtilâlci ve insafsız bir komiteci gibi menzilini basmak ve insafsız adamlar ona ihanet etmek ve menzilinde bir şey bulamamakla beraber, yüz cinayeti bulunan bir adam gibi, hatta Kur’ânını ve başındaki levhalarını evrak-ı muzırra gibi toplamak; acaba dünyada hangi kanun buna müsaade eder? Böyle asayişe, hüsn-ü ahlaka hizmet eden dindar binler zatları evham yüzünden idare ve asayiş aleyhine zorla sevketmek hangi maslahat icabıdır?..”
{Elyazma Emirdag-1 aslı, s: 496.}
Daha bu mevzuda, yani asayiş ve emniyeti muhafaza hususunda, Hazret-i Üstâd’ın sadece ilk Emirdağ’ı hayatında, gerek talebelerine yazdığı mektuplannda, gerekse resmi makamlara yolladığı istid’alarında bir çok
“... Evet kardeşlerim, kırk senedenberi hem hakikat-ı İslâmiye ile, hem benimle mücadele eden perde altındaki zındıklar, münafaklar elbette Zülfikarın fütûhatına ve şâkirtlerinin şevklerini kırmak için bazı böyle ehemmiyetsiz iliştirmek için, ya bazı memurları veya bazı zabıtayı iğfal edip evham veriyorlar. ınşaallah bir zarar olmaz. Siz hem ihtiyat ediniz, hem telâş etmeyiniz...”
{Elyazma Emirdağ-1, s: 359.}
Başka bir mektubtan:
“... Bir adam ki, hakiki meslek ve meşreb ittihaz ettiği, yirmi otuz senelik hayatında düstur kabul ettiği bir hâlin zıddıyla onu ittiham etmek nev’inde, kanunsuz ve keyfi bir taarruz hadisesinin mahiyeti şudur ki: Ben
Risale-i Nur mesleğinin esası ve otuz seneden beri bir düstur-u hayatım olan; şefkat itibarıyla bir masuma zarar gelmemek ve bana zulüm eden canilere değil ilişmek, hatta beddua da edemiyorum. Hatta en şiddetli ve garazla bana zulüm eden bazı fasık, belki dinsiz zâlimlere hiddet ettiğim halde, değil maddi, belki beddua ile de mukabeleden beni o şefkat men’ ediyor. Çünki o zalim gaddarın ya peder ve validesi gibi ihtiyar biçarelere veya evlâdı gibi masumlara maddî ve manevî zarar ve darbe gelmemek için, o dört beş masumun hatırına binaen, o zalim gaddara ilişmiyorum. Bazen helal ediyorum.
İşte bu sırrı-şefkat içindir ki: ıdare ve asayişe kat’iyyen ilişmediğim gibi, bütün arkadaşlarıma da o derece tavsiye etmişim ki: İç vilâyetin insaflı zabıtalarının bir kısmı i’tiraf etmişler ki: “Bu Nur şâkirtleri manevî bir zabıtadır, idare ve asayişi muhafaza ediyorlar” dedikleri ve bu hakikata binler şahid ve yirmi sene hayatıyla tasdik.. Ve binler şâkirtlerin de zabıtaca hiç bir vukuat kaydetmemesi ile tasdik ettikleri halde, o biçare adamın ihtilâlci ve insafsız bir komiteci gibi menzilini basmak ve insafsız adamlar ona ihanet etmek ve menzilinde bir şey bulamamakla beraber, yüz cinayeti bulunan bir adam gibi, hatta Kur’ânını ve başındaki levhalarını evrak-ı muzırra gibi toplamak; acaba dünyada hangi kanun buna müsaade eder? Böyle asayişe, hüsn-ü ahlaka hizmet eden dindar binler zatları evham yüzünden idare ve asayiş aleyhine zorla sevketmek hangi maslahat icabıdır?..”
{Elyazma Emirdag-1 aslı, s: 496.}
Daha bu mevzuda, yani asayiş ve emniyeti muhafaza hususunda, Hazret-i Üstâd’ın sadece ilk Emirdağ’ı hayatında, gerek talebelerine yazdığı mektuplannda, gerekse resmi makamlara yolladığı istid’alarında bir çok
Yükleniyor...