Buraya kadar her bir dakika yoldaki, bir gün Risale-i Nur’un hizmetinde bulunduğun gibi, beni minnettar eyledin. Hâkim-i Adil namını alan zatı ve lehimizde onunla beraber çalışanları bu hakiki adalete hizmetleri için ahir ömrüme kadar unutmıyacağım. Altı aydır onları da aynen manevî kazançlarıma şerik ediyorum.
Bana teslim ettikleri risalelerin bir kısmını, kardeşlerime cevab vereceğim; Bütününü yazsınlar, Onlara hediye edeceğim. Çünki onlar Risale-i Nur’un bundan sonraki hizmetine tam hissedardırlar. Bu meselede ben Denizli şehrini kendi karyeme arkadaş edip, bütün emvatını ve ehl-i imanın hayatta olanlarını hem kendim, hem Risale-i Nur talebeleri manevî kazançlarımıza hissedar etmeye karar verdik: Denizli hapishanesini de bir imtihan medresemiz telâkki ediyorum... Ve bizimle alâkadar hem Denizli’de, hem hapiste umumuna ve hususan tam adaletini gördüğümüz mahkeme hey’etine çok selâm ve dua ederiz.
Said-i Nursi”
{El yazma Emirdağ-1 aslı, s: 54.}
Görüldüğü üzere, Hazret-i Üstâd Nur risalelerinin mahkemeden teslim alınıp kendisine getirilmesi hadisesine çok ziyade duygulanmış ve Merhum Hafız Mustafa’nın şahsında bütün Denizli ahalisine gayet manidar bir şekilde müteveccih olmuş, dualar etmiş ve teşekkürlerini bildirmiştir.
Avukat Ziya Sönmez’e teşekkürü:
“Aziz kardeşim!
Risale-i Nur’un Avukatı Ziya’yı bizim tarafımızdan hem çok teşekkür hem tebrik ediniz. Çoktan beri ruhuma ihtar edilmiş ki: ”Ziya” namında birisi Risale-i Nur namına büyük bir hizmet edecek. Bu mesele gösterdi ki ;O ziya, bu Ziya’dır. Bizleri ebede kadar minnettar eyledi.
Mahkemede zabıt kâtibi ve a’zadan Hasna Hanım ve sorgu Hâkimi gibi vicdanlı zatlara da teşekkür ederiz... Ve onları unutmıyacağımı, bilhassa başta Müftü Osman, Hasan Feyzi olarak çok ehemmiyetli kardeşlerime selamımızı ve minnettarlığımızı bildiriniz.. Ve Hâkim-i Adil olan zata Risale-i Nur’un ekser eczalarını ona hediye etmek için yazdırmaya karar verdiğimi söyleyiniz.. Ve Risale-i Nur’un fahrî Avukatı Ziya’ya kısm-ı mühimmini yazdırıp ona hediye etmek niyetindeyim.
Bana teslim ettikleri risalelerin bir kısmını, kardeşlerime cevab vereceğim; Bütününü yazsınlar, Onlara hediye edeceğim. Çünki onlar Risale-i Nur’un bundan sonraki hizmetine tam hissedardırlar. Bu meselede ben Denizli şehrini kendi karyeme arkadaş edip, bütün emvatını ve ehl-i imanın hayatta olanlarını hem kendim, hem Risale-i Nur talebeleri manevî kazançlarımıza hissedar etmeye karar verdik: Denizli hapishanesini de bir imtihan medresemiz telâkki ediyorum... Ve bizimle alâkadar hem Denizli’de, hem hapiste umumuna ve hususan tam adaletini gördüğümüz mahkeme hey’etine çok selâm ve dua ederiz.
Said-i Nursi”
{El yazma Emirdağ-1 aslı, s: 54.}
Görüldüğü üzere, Hazret-i Üstâd Nur risalelerinin mahkemeden teslim alınıp kendisine getirilmesi hadisesine çok ziyade duygulanmış ve Merhum Hafız Mustafa’nın şahsında bütün Denizli ahalisine gayet manidar bir şekilde müteveccih olmuş, dualar etmiş ve teşekkürlerini bildirmiştir.
Avukat Ziya Sönmez’e teşekkürü:
“Aziz kardeşim!
Risale-i Nur’un Avukatı Ziya’yı bizim tarafımızdan hem çok teşekkür hem tebrik ediniz. Çoktan beri ruhuma ihtar edilmiş ki: ”Ziya” namında birisi Risale-i Nur namına büyük bir hizmet edecek. Bu mesele gösterdi ki ;O ziya, bu Ziya’dır. Bizleri ebede kadar minnettar eyledi.
Mahkemede zabıt kâtibi ve a’zadan Hasna Hanım ve sorgu Hâkimi gibi vicdanlı zatlara da teşekkür ederiz... Ve onları unutmıyacağımı, bilhassa başta Müftü Osman, Hasan Feyzi olarak çok ehemmiyetli kardeşlerime selamımızı ve minnettarlığımızı bildiriniz.. Ve Hâkim-i Adil olan zata Risale-i Nur’un ekser eczalarını ona hediye etmek için yazdırmaya karar verdiğimi söyleyiniz.. Ve Risale-i Nur’un fahrî Avukatı Ziya’ya kısm-ı mühimmini yazdırıp ona hediye etmek niyetindeyim.
Yükleniyor...