3- Zekâ’i’nin şiiri:

AzizÜstâd’ıma



Sabî iken aşikârdı hak yolunun daisi

Olacakmış en sonunda nur âsarın dahîsi

Öpmüş alnından rü’yada hak dini’nin bânisi

Bu sırdandır hasmi idi zındıkların adisi



Ta ezelden ufuklara semalara a’lâya

Âşık idin sürüklendin menfalara hücraya

Hikmet-i Hak zındanlarda Hak emrini ifaya

Girmiş idin sandı hasmın mahkûm olur a’daya



Her çilleye şükür edip cefalara katlanan

Her hasmına acıyarak yol gösterip ağlayan

Ehl-i ıman yarasına tiryakları bağlayan

Sendin Üstâd hem hayatı fanilere satmayan



Emr-i hakkı lâyıkıyla bilâperva yazdın sen

Hak yolunda kaleminle mezarını kazdın sen.

Gam cihanı içindeyken bize nuru saçtın sen

Binler iman ehlinin de duasını aldın sen.

Fâni dedin, geçer dedin mihnetleri zevkettin,

Zâlim zındık hepsi sana zulmetti de şükrettin,

Alçak eller on tecrübe zehirleri hazmettin,

Cevşen, baha iksiriyle te’sirini def`ettin.



Lâkin şimdi şu son günler ve acılı zamanda,

ıftiharla vazife son, işim bitti manada,

Bir vasiyetnamenizle karşılaşdık bir anda,

Hazan oldu bir cihan ki alevlendi bu canda



şâkirtlerin ruhu hasta bu acılı haberden

Yaş yerine kan akıyor gözlerinden kederden

Zekâî’nın dertli başı bu cihan-ı elemden

Sana bedel kurban gitsin söz al Üstâd ecelden.

{Kırmızı cilt Emirdağ-1 asıl mektupları, s: 98.}






Yükleniyor...