hizmette “Haslar”dan olduğun gibi, bana akraba olan çalışkan hanedanının ehemmiyetli bir rüknüsün.. benim hakiki bir kardeşim hükmündesin. Sen, ticaret mesleği itibariyle herkese dostane muamele ettiğinden, Nurlar aleyhindeki bir kısım bedbahtlar, senin merdliğinden ve doğruluğundan ve temiz kalbten ve safvetinden istifade edip, nurların intişarına zarar verdiklerini hem maddî hem manevî haber eldım. şahsıma gelen sıkıntıya hiç ehemmiyet vermem. şahsî bin zararım olsa, Nurun intişarına dokunmazsa beş para kıymeti yok... Fakat dessas ve zındık bir komite, zahiri -benim şahsıma- bir bahane ile sıkıntı verir, ta nurlara perde çekilsin. şakirdlerin şevki kırılsın.

Said-i Nursi”

Bir haşiyecik:

Buraya Eşref(in) gelmesi ve kitaplar(ın) Konya’ya gönderilmesini o münafıklar hissetmişler. Gerçi kanun bize hiçbir cihetle ilişemez. Fakat münafıklar bahane arıyorlar.

(Merhum Osman Çalışkanın Eskişehirdeki oğlu Fevzi Çalışkanın kolleksiyonundan)

Çalışkanlar Ailesi’nin Samimi Mukabelesi

“Manevi babamız, ilimde hocamız, iman yolunda Üstadımız çok mübarek ve sevgili efendimiz hazretleri!

Emirdağı’na teşrif buyurup, biz hakir ve âciz aileyi gaflet uykusundan uyandıran ve su-i ahlâktan ayırıp koruyan, dalâlet yolundan çevirip hakikat yoluna koyan, çok temiz ve tahir manevî âl-i Resulden olduğ’unuza kat’iyyen şüphe olmayan zat-ı âlinize bizler gibi insanlıkla alâkası olmıyan, içi dışı günahlarla dolu olan bizleri kendine akraba eden, yazan, kaydeden mübarek mümtaz vücud-u şerifnize nasıl hizmet edeceğiz? Bu şükrü nasıl ifa edeceğiz? Bize hakikatı haber veren, dürüst imanı içimize dolduran, ebediyet yolunu gösteren zat-ı âlinize nasıl hizmet edelim bilmiyoruz... Zaif aklımıza, aciz fikrimize göre Nurun kerametleri, Nurun bereketleri pek açık ve âşikârdır. ısabet olan yangın dolayısıyla, bütün dünyadan ve vefakâr hâs-ul hâs kardeşlerimizden gelen taziyete, tebrike, takdire, çalışkanlığa hiç de lâyık olmıyan bizler ve aciz, zaif, miskin bizler nasıl cevab verelim? O müthiş Nur deryalarına nasıl kalem kaldıralım? Hemen ancak dileğimiz, kalbimize gelen şudur:

Yükleniyor...