Nur Cihetinde Yapılan Müsbet Hizmetler
Bu tarafta, yani mübet iman hizmeti cihetinde yapılan hizmetler ise özetle şöylece değerlendirilebilir.
1- Yukarıda sıralanan bütün o gaddarane ve zındıkane muamelelerin arkasında gizli zındık komitelerinin plânları olduğu için; yani, bütün o bedmuamelelerle bir hadise çıkartmak, Üstâd’ı hiddete getirmek ve”Artık yeter” detirterek sahte bir Menemen hadisesi gibi bir olay ihdas ettikten sonra, şiddetli bir surette bastırmak... ve nihayet Türkiye’de ayakta kalmış olan bu son bir din ışığını da söndürmek...
Hz.Üstâd bütün bu gizli ve plânlı gaye ve maksadları çok iyi bildiğ’i için, son derece bir sabr-ı cemil ve azm-ı metin ile karşı duruyor, her ezaya, her cefaya göğüs geriyordu.
2- Hazret-i Üstâd Emirdağı’na geldikten, ta Afyon hapsine kadar olan üç buçuk senelik hayatında; Meyve Risalesi’nin Onuncu ve Onbirinci Meyvelerini ve Yirmialtıncı Lem’anın Ondördüncü ve Onaltınca Ricalarını te’lif etti.Yine bu dönem hayatında talebeleriyle yaptığı hizmet proğramı muhaberelerinde çok kıymetli ve ilmî ve hem karışık, girift hadiselerin içinden, yağdan kıl çeker gibi hakikatlı, isabetli, doğru ve müstakim rehber hakikatları dile getiren ikiyüz elli kadar mektup ve yazılar yazdı ve talebelerine göndererek neşrettirdi.
Bu muhabere mektuplarından teşekkül eden “Emirdağ-ı Lahikası” kitabı ayni zamanda yine çeşitli vesile ve hadiseler üzerine yazılan ikiyüzyetmiş beş adet Kastamonu mektuplarını ve Denizli hapsinde kaleme alınan yüzyirmi küsûr küçük büyük mektuplar topluluğunu te’kid, takviye ve onların bir nevi şerh ve izahları mahiyetindedir. Farz-ı muhal olarak, önceleri yazılan o dörtyüz küsûr mektupların yokluğu farzedilse bile, tek başına bu Emirdağ lahikası mektupları, bir iman hizmetinin ve onun sâlik ve hizmetçilerinin selâmet ve istikamet içerisinde yürütülmesi, yürümesi hususunda kâfî ve vâfi ve ebedî rehberdir.
3- Nur talebelerinin hizmet ve faaliyetleri de, aşağıdaki tarzda cereyan etmiştir:
A- Teksir makinası çıkmadan önce, Denizli hapis hadisesiyle başlıyan küllî ve muazzam ilanât ile; eskiden iki üç vilâyette Risale-i Nur’un yazılması ve neşredilmesi ile iman ve Kur’ân hizmetleri olurken; Denizli hapsinden sonra Türkiye’nin bir çok vilâyet, kaza ve köylerinde binlerce insan Risale-i Nur dairesine katılmış, Nurların hizmet şeklinin ve mahiyetinin hakikatını anlamıştır. Kimisi yazarak, kimisi okuyarak, kimisi köy köy, kasaba kasaba dolaşarak iman hizmetini ifaya, Kur’ân nurlarını neşre başladılar.
Bu tarafta, yani mübet iman hizmeti cihetinde yapılan hizmetler ise özetle şöylece değerlendirilebilir.
1- Yukarıda sıralanan bütün o gaddarane ve zındıkane muamelelerin arkasında gizli zındık komitelerinin plânları olduğu için; yani, bütün o bedmuamelelerle bir hadise çıkartmak, Üstâd’ı hiddete getirmek ve”Artık yeter” detirterek sahte bir Menemen hadisesi gibi bir olay ihdas ettikten sonra, şiddetli bir surette bastırmak... ve nihayet Türkiye’de ayakta kalmış olan bu son bir din ışığını da söndürmek...
Hz.Üstâd bütün bu gizli ve plânlı gaye ve maksadları çok iyi bildiğ’i için, son derece bir sabr-ı cemil ve azm-ı metin ile karşı duruyor, her ezaya, her cefaya göğüs geriyordu.
2- Hazret-i Üstâd Emirdağı’na geldikten, ta Afyon hapsine kadar olan üç buçuk senelik hayatında; Meyve Risalesi’nin Onuncu ve Onbirinci Meyvelerini ve Yirmialtıncı Lem’anın Ondördüncü ve Onaltınca Ricalarını te’lif etti.Yine bu dönem hayatında talebeleriyle yaptığı hizmet proğramı muhaberelerinde çok kıymetli ve ilmî ve hem karışık, girift hadiselerin içinden, yağdan kıl çeker gibi hakikatlı, isabetli, doğru ve müstakim rehber hakikatları dile getiren ikiyüz elli kadar mektup ve yazılar yazdı ve talebelerine göndererek neşrettirdi.
Bu muhabere mektuplarından teşekkül eden “Emirdağ-ı Lahikası” kitabı ayni zamanda yine çeşitli vesile ve hadiseler üzerine yazılan ikiyüzyetmiş beş adet Kastamonu mektuplarını ve Denizli hapsinde kaleme alınan yüzyirmi küsûr küçük büyük mektuplar topluluğunu te’kid, takviye ve onların bir nevi şerh ve izahları mahiyetindedir. Farz-ı muhal olarak, önceleri yazılan o dörtyüz küsûr mektupların yokluğu farzedilse bile, tek başına bu Emirdağ lahikası mektupları, bir iman hizmetinin ve onun sâlik ve hizmetçilerinin selâmet ve istikamet içerisinde yürütülmesi, yürümesi hususunda kâfî ve vâfi ve ebedî rehberdir.
3- Nur talebelerinin hizmet ve faaliyetleri de, aşağıdaki tarzda cereyan etmiştir:
A- Teksir makinası çıkmadan önce, Denizli hapis hadisesiyle başlıyan küllî ve muazzam ilanât ile; eskiden iki üç vilâyette Risale-i Nur’un yazılması ve neşredilmesi ile iman ve Kur’ân hizmetleri olurken; Denizli hapsinden sonra Türkiye’nin bir çok vilâyet, kaza ve köylerinde binlerce insan Risale-i Nur dairesine katılmış, Nurların hizmet şeklinin ve mahiyetinin hakikatını anlamıştır. Kimisi yazarak, kimisi okuyarak, kimisi köy köy, kasaba kasaba dolaşarak iman hizmetini ifaya, Kur’ân nurlarını neşre başladılar.
Yükleniyor...