Teşekkür ederek anahtarı aldım... Arkadaşı alarak bize tarif edilen evi bulduk, dışardan kilitli olan kapıyı açtık. ıçerden de kendisi kapıyı kilitliyormuş,

{Anlatılan bu durum, yani Üstâd’ın kapısının dışardan, hükümet ve kaymakam tarafından.. ıçerden de kendisi tarafından kilitlenme hadisesi, yani gayr-i resmî ve kanunsuz şekilde tecrid ve hapis muamelesi doğrudur ve gerçektir. Bu katmerli zulüm hadisesinden Üstâd Hazretleri de çok defa söz etmektedir. Amma bu hal, Üstâd’ın Emirdağ hayatı boyunca değil, tahmin ediyoruz Afyon hapsine yakın günlerde bir müddet için uygulanmış, gayr-i insanî ve gayr-i kanuni emsalsiz bir muamele örneği idi. A.B.}



çaldık kapıyı... Az sonra açıldı, bembeyaz pamuk gibi nuranî bir insan karşımıza çıktı. Hemen ellerine sarılıp öptüm.

İsmimle bana hitap etti

Bana “Hasan oğlum bu yaptığın hizmet, Allah indinde çok makbuldur. Allah senden razı olsun. Çok büyük bir iyilik yaptın” dedi. ve teşekkür etti.

Az sonra, yine bana ismimi söyliyerek: “Hasan oğlum, sen Allah’ın temiz kalbli iyi bir kulusun. Yalnız iki kusurun var.” dedi.

Ben de, hocam çok affedersiniz benim kusurlarımı söyler misiniz. dedim. Üstâd: “Aslında bu iki kusur, senin kalbinde mevcud değil... Fakat sen te’sir altında kalmışsın. Bunlardan birisi orucunu tutmuyorsun. Bir de namazını kılmıyorsun” dedi.

Bu konuşmamızdan sonra getirdiğim misafirle ilgilenmeye başladı ve “Beni görmek için bu kadar zahmet edip neden geldin” dedi.

O arkadaş da: “Ben küçük iken, siz Kars’a babamla görüşmeye gelmiştiniz. Sizi o zaman görmüştüm. şimdi burada olduğunuzu işitince, sizi görmek ve duanızı almak arzu ettim. Fakat jandarma komutanı çok zorluk gösterdi. Allah razı olsun, Afyon’dan tanıdığım Hasan Bey vesile oldu.” dedi.

Biraz oturduktan sonra, Üstâd misafire: “Başka bir arzun var mı?” diye sorunca, arkadaş da “size maddî bir yardımda bulunmak istiyorum“ dedi.

Bunun üzerine, mübarek insan: (Üstâd) “Oğlum benim dünya malına hiç bir ihtiyacım yoktur. Amma sen mutlaka birşey niyet etmişsen, bir küçük bozuk paran var mı?” dedi. O da cebinden bozuk paraları çıkarttı. Hoca efendi içinden

bir beş kuruşu aldı ve “Allah kabul etsin alıyorum” dedi. O parayı yere koydu. Sonra aldı “Tekrar bunu sana hediye ediyorum” diyerek gönlünü aldı:”

{Son şahitler-1, s: 180.}



Jandarma Hasan Ergen’in hatırasının diğer bölümlerini, şahidlerden yazılmayan ifadeleriyle birlikte, ileride sırasında kaydetmeye çalışacağız inşaallah.


Yükleniyor...