sarhoş dedim. Üstâd kızacak zannediyordum, amma hiç kızmadı. “Varsın sarhoş olsun” dedi. Hemen koştum Hasan ustaya, evi tuttuk dedim. Aynı günde Üstâd’ın eşyası denilen şeyleri -ki bir ekmek çıkını, bir abdest ibriği falan gibi şeyler-taşıdık eve. Hasan da bizi bekliyordu zaten...

Hoca Efendi Hasan Ustaya: “Gel bakalım Hasan Usta!” dedi.

Hasan, ezile büzüle yanına vardı ve: “Buyur Hocam!” dedi.

Üstâd: “Sen içer misin?..” diyerek sordu.

Hem de sabah akşam, dedi Hasan Usta.

Üstâd Hasan’ın sırtına elini koydu, üç kez sıvazladı. “Haydi oğlum, bundan sonra vazgeçersin” dedi.

Bu ne iştir Yarabbi! Sabah akşam demeden içen bu adam, ertesi günü Üstâd’la beraber sabah namazını kıldı. Ondan sonra da içkiyi ağzına hiç almadı. Her günde Üstâd’la beraber namazlarını kılmaya devam etti.

Onunla uğraşanlar belâsını bulurdu

Onunla uğraşmaya gelmezdi. Uğraşanlar, ona zulmedenler mutlaka belâsını bulurdu. Ya ortalıktan kaybolur, ya da kudura kudura, delire delire ölür giderdi.

Evi kendisine tuttuktan sonra, İnönü hükûmetinin emriyle kapısına nöbetçi konuldu. Ben de bekledim. Kimseyi yanına sokmıyacak, görüştürmeyecektim. Amma ben kaçamak olarak onun ile bazılarını görüştürür, yanına bırakırdım.

Üstâd’ın, zengin halıcı bir talebesi vardı. Bir’gün Üstâd’ı kırda yaya gezerken görmüş, ona bir taksi almıştı. Sonra bu mesele adliyeye intikal etti. Hâkim, taksiyi alana: “Ona sen mi bu taksiyi aldın?” dedi.

O da: “Evet aldım.. Sen de benim gönlümü fethet, sana taksi değil, teyyare alayım. Milyonları sana vereyim” dedi.

Sonra Üstâd ayağa kalkarak, uzunca bir konuşma yaptı, derken iki saat zaman geçmişti.

Hâkim, yeter dedi. O zaman Üstâd celâllandı, eliyle bir daire çizerek, işaret parmağını hâkime uzattı ve “Benim sekiz saat söz söylemeye hakkım var, istediğim kadar konuşurum.”

{Bu şahidin ifadesindeki taksi meselesi ve mahkeme hadisesi, herhalde 1945’lerde, başta Konyalı Sabri Halıcı ve bir kaç Nur talebesinin müştereken satın aldıkları araba hadisesidir. Araba Üstâd’ın haberi olmadan alınmıştı. Fakat yalnız birgün ve bir gece Üstâd’ın evinin önünde kalabildi. Sonra Üstâd kabul etmedi ve reddetti. ılerde izahı gelecektir. A.B. }



dedi.

{Son şahitler-3, s: 121.}



Yükleniyor...