Müslümanların hakikate, saadet-i dareyne giden cadde-i kübralarını kapatmaya çalışmaktır ve onların nefretlerini ve itirazlarını kendinize celbetmektir; Ve bu mübarek vatanın başına bir kıyamet kopmaya vesile olmaktır. Acaba mahkeme-i kübrada bu üçyüz milyar davacıların karşısında sizden sorulsa ki: “Doktor Duzi’nin baştan nihayete kadar serapa İslamiyet ve vatanınız ve dininiz aleyhinde ve frenkçe tarih-i Islam nâmındaki eseri gibi zındıkların, kütüphanelerinizdeki kitaplarına ve serbest okunmalarına ve okutmalarına ve o kitapların şâkirtlerinin kanununuzca cem’iyet şeklini almalarıyla beraber; dinsizlik veya bolşevizimlik veya anarşistlik veya pek eski olan ifsad komitecilik veya Türancılık gibi, siyasetinize ilişen cemiyetlerine ilişmiyordunuz? Neden hiç bir siyasetle alâkaları olmıyan yalnız iman ve Kur’ân cadde-i kübrasında kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebediden ve ebedi haps-i münferidden kurtarmak için, Kur’ân’ın hakiki tefsiri olan Risale-i Nur gibi gayet hak ve hakikat bir eseri okuyanlara ve hiç bir siyasî cem’iyetle münasebeti olmıyan o halis dindarların birbiriyle uhrevî dostluk ve uhuvvetlerine cem’iyet namı verip ilişmişsiniz. Onları pek acib bir kanunla mahkûm ettiniz?” dedikleri zaman, ne cevab vereceksiniz? diye biz de sizlerden soruyoruz!. ve sizi iğfal eden ve adliyeyi şaşırtan ve hükûmeti bizimle vatana, millete zararlı bir surette meşgul eyleyen muarızlarımız olan zındıklar, münafıklar; ıstibdat-ı mutlaka cumhuriyet nâmı vermekle, cebr-i keyfi-i küfrîye kanun ismi vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahat-ı mutlakaya medeniyet ismini takmakla; hem sizi iğfal hem hükûmeti işgal, hem bizi perişan ederek; hâkimiyet-i İslâmiyeye ve bu millet ve vatana ecnebî hesabına darbeler vuruyorlar.
Ey Efendiler! Dört senede dört defa dehşetli zelzeleler tam tamına dört defa Risale-i Nur şâkirtlerine şiddetli bir surette taarruz ve hem zulüm zamanında tevafuku ve her bir zelzele aynı taarruz zamanında gelmesi ve hücumun durmasıyla durması işaretiyle; şimdiki mahkûmiyetimiz ile gelen semavi ve arzî belâlardan siz mes’ulsunuz.
Denizli Hapishanesinde
Mevkuf
Said-i Nursi
{Denizli Dosyası - 164.}
“Efendiler!
şimdiki hayat-ı içtimaiyyeyi bilmediğimden, sizin musammem mahkûmiyetimize bir bahane olmak için, pek musırrane ileri sürdüğünüz cemiyetçilik ittihamına karşı, pek çok kat’î cevablarımızı, Ankara ehl-i vukufunun dahi müttefikan tasdikleri ile beraber, bu derece bu noktada
Ey Efendiler! Dört senede dört defa dehşetli zelzeleler tam tamına dört defa Risale-i Nur şâkirtlerine şiddetli bir surette taarruz ve hem zulüm zamanında tevafuku ve her bir zelzele aynı taarruz zamanında gelmesi ve hücumun durmasıyla durması işaretiyle; şimdiki mahkûmiyetimiz ile gelen semavi ve arzî belâlardan siz mes’ulsunuz.
Denizli Hapishanesinde
Mevkuf
Said-i Nursi
{Denizli Dosyası - 164.}
“Efendiler!
şimdiki hayat-ı içtimaiyyeyi bilmediğimden, sizin musammem mahkûmiyetimize bir bahane olmak için, pek musırrane ileri sürdüğünüz cemiyetçilik ittihamına karşı, pek çok kat’î cevablarımızı, Ankara ehl-i vukufunun dahi müttefikan tasdikleri ile beraber, bu derece bu noktada
Yükleniyor...