hakkımızdır. Madem Ankara makamatına resmen gitmişler, elbette bu iki müdafaaya elimizde ilişilmez.. Ve her birimizin elinde bulunması lâzımdır.

Eğer denilse, neden bu kadar çok yazıyorsunuz ve çok uzun ve saded haricinde imanî mes’eleleri müdafaat içinde yazıyorsunuz?

Onlara cevaben diyeceksiniz ki: “biz altmış kişiyiz

{Herhalde dokuz on kişi- şemseddin Yeşil, Abdülbaki- gibi zatlar bu tarihe kadar tahliye edilmiş olacaklar ki, kalan altmış kişidir. A.B. }



,çoğunun yazısı yok. Hem binler ma’sum Risale-i Nur şâkirtlerinin ve yüzotuz risalenin müdafaanamesi elbette o nisbette çok uzun olması lâzım gelirken, mecburiyetle gayet kısa yazılmış. Tarihlerde bu çeşit imanî ve ilmî mahkeme ve hakaik üzerine böyle muhakeme emsali vuku’u bulmamış. Onun için risaleler şeklinde böyle yazıyoruz. Eğer kardeşimiz Said serbest olsaydı ve görüşmekten tecrid edilmeseydi, o ilmî ve imanî hakikatları müdafaa için on, yirmi risale yazılacaktı.”

Bununla beraber ihtiyat etmek lâzımdır. Gerçi lehimizde bulunanlar çokturlar. Fakat aleyhimizdekiler çok dessas ve alçak ve hâindirler...”

{Osmanlıca şualar, s: 393.}



İstişare ve Fikir Müdavelesi

“Kardeşlerim, ben dünyaya bakamıyorum.. hey’etinizdeki Risale-i Nur’un şahs-ı manevisini konuşturmak ve reyini almak için meşveret ediniz. Çelik gibi metin Isparta mübarek ve kahraman kardeşleriniz ile mümkün oldukça müdavele-i efkâr ediniz!.. Hem dünki pusula hem bu pusula benim küçük defterime konmak için o kıt’ada bana yazınız. Hem o iki pusulaları Isparta’lılarda görsünler. Bakî selâm...”

{El yazma Denizli Mektupları, s: 21.}



Hazret-i Üstâd’ın müdafaaları ile birlikte, Meyve Risalesinin de makamata gönderilmesine dair Üstâd’ın kesin reyi var iken; hapsin verdiği bir halet-i ruhiye ile bazı talebeler bu hususta tereddüt gösterdiklerinden, Üstâd Hazretleri şu aşağıdaki mektubu yazmıştı. (Bir kısmını alıyoruz)

“...Dördüncü Nokta: Risale-i Nur beraet etmezse ve benim müdafaatım nazara alınmazsa, faydasız zahiri inkârınız sizi kurtarmıyacak. Vahdet-i mes’ele haysiyetiyle biz birbirimiz ile bağlanmışız. Yalnız münasebetleri pek az bulunan bir kısım arkadaşlar kurtulabilir... Eskişehir mahkemesi bunu bilfiil gösterdi.

Bir seneden beri gayet dikkatle içimize casusları sokan ve safdil ve cür’etkâr talebelerin ifşaatını zapteden ve bil’iltizam bizi perişan ve

Yükleniyor...