5- İhtiyat, tedbir ve dikkat...

6- Selametle kurtuluşun îmalı müjdeleri

Bu yüz küsûr mektuplardan altı tanesi Isparta hapsinde, diğerleride Denizli Hapishanesinde yazılmışlardır. Bu mektuplara, Taş köprülü Sadık Bey gibi bazı Nur talebelerine hususî olarak yazılan pusulaları da ilâve etsek, belki mecmuu yüzotuzu bulur. Bu mektupların tamamı gizli yazılmış ve gizli yollardan talebelerine ulaştırılmıştır. Bunlardan üç dört tanesi Hafız Ali ‘nin vefatı münasebetiyle taziye ve teselliye dair, iki-üç tanesi de ilmî ve dinî bazı suallere cevabtır. Bu mektupların ekserisi “Onüçüncü şua” olarak şualar kitabında neşredilmiş.. şualara girmiyen hususî kısımları da asıllarda ve Sadık beyin kolleksiyonunda mevcuttur.

Böylece Üstâd Hazretleri Denizli hadisesinde, tevkifinin başlangıcı olan 20.9.1943 tarihinden, tahliye tarihi olan 15.6.I944’e kadar sekiz ay, yirmibeş gün içerisinde yüzotuz kadar mektup ve bunların yanında Denizli Müdafaası ve Meyve Risalesinin dokuz parçasını yazmıştır.

Hasan Feyzi’nin Nur’a Talebe Oluşu

Denizli hapis hadisesinin büyük, mühim ve parlak bir semeresi de âşık Veli Hasan Feyzi Efendi’dir. Bu zat, aslen Denizlili olup, o civarın yetiştirdiği Hacı Hasan Feyzi nâmındaki büyük bir ehl-i keşif Velînin halifesinin halifesidir. Melamî Tarikatı’nın istikametli kollarından birisinin halkasına mensubtur. Hasan Feyzî Efendi, tasavvuf mesleğiyle meşgul olmakla birlikte, mektep muallimliğini de yapmaktadır. Tasavvuf ilimlerinde geniş ve derin bilgilere sahiptir. Aynı zamanda Aşık ve yanık bir şâirdir.

Hasan Feyzi’nin şeyhinin şeyhi olan büyük Hasan Feyzi, Hazret-i Üstâd’ın doğumunu keşfen hissetmiş ve talebelerine bildirmişmişti. Bu haber o zatın talebeleri arasında dilden dile dolaşmakta imiş. Bu mevzudaki geniş malumat kitabımızın başındadır.

Hazret-i Üstâd, Denizli hapsine getirildiğinde, herkes gibi merhum Hasan Feyzi de duymuştur. Din ile, hakikat ile, ilim ile çok meşgul olan bu zat, herkesten daha çok Nur talebelerinin Denizli hapis hadisesiyle ve mahkemesiyle alâkadar olmuştur. Hazret-i Üstâd’ı Hapishaneden mahkemelere götürüp getirirlerken, yol kenarındaki ağaçlıkların arasında durur, Üstâd’la uzaktan selâmlaşmakla yetinirmiş. Bu arada Nur talebelerinin ma’ruz kaldıkları büyük zulümden kurtulmaları için elinden gelen çabayı sarfetmiştir. Geniş bir çevreye sahip olan bu zat, Denizli şehrinde başta Avukat Ziya Sönmez olmak üzere, Denizli eşrafından Hafız Mustafalar, Muharremler vesaireler, hep Hasan Feyzi’nin ahbapları ve talebeleridir.

Yükleniyor...