Meyve Risalesi

Böylece Hazret-i Üstâd’ın hapishene tecridi içindeki çilehanesinde geçirdiği çok sıkı ve sıkıcı hayatı, öylesi çok ağır şartlar altında olmasına rağmen; hem ubudiyet vazifesini en ekmel derecede yürütmesi.. Hem müdafaât işlerini düşünüp, yazıp yazdırması ve lâzım gelen makamlara göndertmesi.. Hem de altmış dokuz talebesinin çeşitli hususi hal ve meşreplerinin tezahür ettiği ve hapishane havasının sıkıcı durumu bunu her zaman tahrik ettiği ve bu hususî meşreb ve hallerden bir çok münakaşalı gürültülerin akabinde ihtilâfların baş göstermesi ve bu ihtilafları körükliyen gizli ve hususi parmakların durmadan karıştırması içinde; onları irşad, ikaz, teselli ve teskin eden mıknatıs gibi müessir nasihatları hâvî yüzden fazla mektupların yazılıp onlara gönderilmesi yanında; bir de çok muazzam olan Tevhid ve ımanın bürhanlarını mutazammın ve “Meyve Risalesi” adıyla müsemma Onbirinci şua Risalesini de te’lif etmiştir.

Denizli Hapishanesinde te’lif edilen şu Meyve Risalesi, tek başına iman hizmetinde irşad için bir şâh eserdir, benzeri yoktur. Nasıl ki Kastamonu’da Ayet-el Kübra gibi risalelerin te’lifiyle; Risale-i Nur’un umumunun, imanî ve tevhidî Risalelerinin hülâsa ve zübdelerini tek bir risalede cem’ ederek, çok muazzam ve harika bir tarz-ı beyan ve bedi’ üslub-u âlide dile getirmiş ve kudsî iman terakkisinde feyiz ve nurlar vermişse; aynen onun gibi Meyve Risalesi de; Risale-i Nur’un bütününün hem imanî hem tevhidî hem ahlâkî umdelerini hülâsa ederek çok orjinal, bedi’ ve zarif bir ambalaj içinde bir cennet meyvesi şeklinde te’lif edilip ehl-i imanın istifade sofrasına konulmuş olmasıdır.

Meyve Risalesi, tek bir risale ismi altında toplanmış ise de, amma hakikatta “Küçük Sözler” tarzında, onbir risaleden mürekkeptir. Her bir risale ayrı bir mevzudur. Meyvenin dokuza kadar risaleleri Denizli Hapishanesinde, Onuncu ve onbirinci meyveleri de hapistan sonra Emirdağı’nda 1944 senesinde te’lif edilmişlerdir. Meyve Risalesinin gün ve ay olarak te’lif tarihini bilmiyoruz. Fakat Risalenin başında “İki Cuma gününün mahsülüdür” ibaresi yazılı olduğu gibi, Sekizinci meselenin sonunda da “Bu makam yazıldığı zaman Kurban bayramı geldi” şeklinde yazılıdır. Bu Kurban Bayramı 1943 senesi içindedir. Çünki 1944 yılının henüz üç ayları içindeyken, Üstâd ve talebeleri tahliye edilmiştir.1943’teki Kurban Bayramı ise, birinci günü 27.12.1943’tür. Bu hesaba göre Meyve Risalesinin sekiz meselesi 1943 yılının Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında te’lif edilmiş, dokuzuncu meselesi ise, 1944’ün başlarında te’lifi yapılmıştır.

Yükleniyor...