ve ünlü şahsiyetlerden üç tane ilim adamı tayin edilir ve dosya bu zatlara tevdi’ edilir.

Bu bilirkişi hey’eti, tek tek Nur Risalelerini ve hadise dosyasını bir ay kadar kısa bir zaman içerisinde tetkikten geçirdikten sonra; ilerde metninden bazı bölümler vereceğimiz raporlarını 22 Nisan 1944 tarihinde oy birliğiyle hazırlayıp ilgili makamına teslim ederler.

Bu zatlar zaman ve zeminin çok nâzik ve kritik şartlarına rağmen, vicdanlarının ve bağımsız ilmî şahsiyetlerinin sesini dinliyerek; -Ufak tefek bazı rüşvet-i kelâm tarzındaki ifadeleri hariç kalmak şartıyla- Üstâd Bediüzzamanı ve masum Nur Talebelerini o plânlı ma’hud zulümden kurtarmağa ellerinden geldiğince gayret etmişlerdir. Ancak bunun yanında belirlediğimiz gibi, zamanın emansız idaresi ve hükümetinin yüksek kademelerinde çöreklenmiş ve hâkim durumunda olan şer kuvvetlerine de, rüşvet-i kelâm nev’inden bazı ilmî tahtielerde de bulunmuşlardır.

Bazı mu’temed zatlardan duyduğum kadarıyla, bilâhare bu ehl-i vukuf heyetindeki zatlar, Bediüzzaman’a hususî selâm göndererek; Onun cihan-baha ve bikiran kıymetteki eserlerine layıkı veçhiyle -zaman ve zeminin nezaketi icabı- rapor hazırlıyamadıklarını beyan-ı özür ile bildirmişlerdir.

Ankara ehl-i vukuf raporu, herhalde beş on gün içinde Denizli Ağır Ceza Mahkemesine intikal eder. Üstâd ve talebeleri de raporu görürler. Hazret-i Üstad bu rapora bir dereceye kadar memnun olup sevinmekle birlikte, bazı sehiv noktalarını da ilmî kaideler çerçevesinde tashih eder ve “Teşekkürname” ismi altında bu tashihli cevabını mahkemeye arzeder.

Bu raporda gerek bilerek, gerekse bilmiyerek yapılan ilmî hatalarını tashih eden Üstâd’ın mukabil cevablarını hâvi parçadan bölümler vermek isteriz. Fakat ondan önce; rapor Denizli’ye ulaştığı zaman, henüz resmî olarak maznunların ellerine geçmemişken, Üstâd’a bir sureti gelmiş, o da hapisteki Nur talebelerine hem müjde, hem de raporun mahiyeti hakkında malûmat ve hem de rapordaki ilmî sehivlerin varlığını bildiren şu mektubunu okuyalım:

“Aziz Sıddık Kardeşlerim!

Bize ihbar edene ve yazana zarar gelmemek için, şimdilik ehl-i vukufun ittifak ile verdikleri kararlarını size göndermiyeceğim. Bu ehl-i vukuf, bütün kuvvetiyle bizi kurtarmak ve ehl-i dalâlet ve bid’iyatın şerrinden muhafaza etmek için çalışmışlar. Bizi, bize isnad edilen bütün suçlardan tebriye ediyorlar ve Risale-i Nur’dan tâm ders aldıklarını ihsas

Yükleniyor...