dibi görünmeye başladı. Noksaniyetini gösterdi. Evet bereket hususunda şayan-ı hayret bir hadisedir.

Hem yarım kilo tereyağı, ekser günlerde fazlaca sarfolduğu halde, elli güne yakın devamı şüphesiz bir bereket içine girmiş.

Yine aynen aynı Ramazan Bayramında Üstâd’ın rızası olmadığı halde, Tahsin ve ben (Yani Emin) bir kilo ince şeker getirmiştik. Ekser yoğurt, süt ve tatlı kabağı ve sair şeylere bazen otuz dirhemden fazla kattıkları halde, halen o üç aydan sonra, o şekerden yüz dirhem kadar kalması elbette bereket sebebiyledir.

Hem bu havalideki şâkirtler, herkes cüz’î küllî hissetmiş ve i’tiraf ediyorlar ki; Risale-i Nur’a çalıştığımız zaman, hem rızkımıza bereket ve suhûlet, hem kalbimize bir inşirah ve ferah zahiren hissediyoruz. Ezcümle ben, yani Emin kendim i’tiraf ediyorum ki; Risale-i Nur dairesine girmezden evvel, bütün sene çalışırdım. Ne vakit Risale-i Nur dairesine girdim, senede üç dört ay çalışabildiğim halde, evvelkinden daha müreffeh ve daha mes’ud bir halde yaşamaklığım, yüzde yüz Risale-i Nur’un hizmetinin berekâtıyla olduğunda hiç şüphem yoktur.

(Evet ben Küçük Hüsrev bütün kuvvetimle tasdik ediyorum ki Emin kardeşimiz memleketimize geldiği zaman, çok faal bir surette her ay çalışırdı. şimdi ise, üç dört aydan fazla çalıştıgını görmüyorum. Bunun sebebi ise, Risale-i Nur’un berekâtı olduğunda kat’iyyen şüphem kalmadı. -Mehmed Feyzi)

Hem ezcümle Üstâd’ımız diyor ki; “benim de kanaat-i kat’iyyem çok tecrübeler ile gelmiş ki; Ben Risale-i Nur’un tashihatıyla meşgul olduğum zaman pek zahir bir tarzda hem rızkımda bereket, hem kolaylık görüyorum “

Hem Üstâd’ımız diyor: -Ve biz de tasdik ediyoruz ki- “Ben son zamanda anladım ki, şimdiye kadar hem ben, hem dostlarım hakikatin suretini başka şekilde görmüşüz, şöyle ki: Hapishanede bir tek ekmek, sekiz ve bazen on gün bana kâfi geldiği gibi, burada aynen o tarzda yaşıyorum. Hem ben hem kardeşlerim bunu az yemek ve iştihasızlığıma veriyorduk. Halbuki çok emarelerle kat’iyyen anladık ki; o acib hal, bereketin neticeleri imiş. Bir kaç defa sekiz günde bana kafi ğelen bir ekmeği aynı iştiha ile; -çalışmadığımdan berekete mazhar olmadığım zaman-, iki günde, bazen bir buçuk günde bitiriyordum. Demek bu on altı- on yedi seneden beri benim mükemmel ta’yinatım Risale-i Nur’un hizmetinden gelen bir bereketten idi”

Yükleniyor...