Acaba bunlar nedendi?. Bir menfi hareketi mi, memleket asayişine zarar verici bir hali mi vuku’ bulmuştu? Hayır... Peki neydi, ne için idi bu gayr-i insanî muameleler ve zulümler?.. Her neise...

şimdi Hazret-i Üstâd’ın zehirlendirildiğini gören ve doktorlarca da tesbit edilen hadiselerin belge ve şahitlerine geliyoruz. En başta Üstâd’ın zehirlendirilme vak’alarına şâhid olmuş bilhassa onun her gün hizmetinde bulunmuş Çaycı Emin Çayır ile, Mehmed Feyzi Efendidir. Çaycı Emin Beyin hatırasında; Üstâd Hazretlerinin sık sık zehirlendirildiği yazmakta,

{Son şahitler-1, s: 109. }



Feyzi Efendi ise, dağda düşüp (yani zehirden) bayıldığı hadiseyi anlatmaktadır.”

{ Son şahitler-1, s: 161.}



Kastamonu’da üst-üste tekerrür eden bu zehirlendirilme hadiseleri kesin olarak kaç defa vaki’ olduğu belli olmamakla beraber, üç defası için mutlak ve kesindir diyebiliriz. Üstâd Hazretleri yalnız en ağırı ve en şiddetlisi olan en sonuncusundan bahsetmektedir.

Dağda bayılıp düştüğü hadise hakkında, Kastamonulu bazı Nur talebelerinden edindiğimiz mâlümata göre şöyle olmuştur: Üstâd kırlara çıktığı günlerde yolu üstündeki bir bakkaldan bazen yiyecek meyve gibi şeyler alır gidermiş. Bu âdetleri ekseriya vaki’ olurdu. Üstâd’ın bu hareketini uzaktan gözleyen bazı vicdansız, zındık herifler, gözlerine kestirdikleri bu bedbaht bakkalı, ya para ile veya tehdit yolu ile kandırıp vicdanını satın almışlar. Sattığı meyvelerinin en üstekilerine müthiş bir zehir zerketmişler. Üstâd Hazretleri yine bir gün oradan geçerken, biraz erik veya elma almak istemiş. Bedbaht bakkal ise, zehirli ve işaretli meyveleri tartıp Üstâda vermiş. Tabiî Üstâd dağa gittikten sonra, bu meyvelerden biraz yemiş. Yedikten hemen sonra baygın düşmüş ve istifrağ etmiştir. Yarı baygın ve çok muzdarip bir vaziyet içinde çırpınıp dururken; az ilerde nakledeceğimiz Feyzi Efendinin hatırasında, evinde uyurken manevi bir işaret alıp Üstâd’a ulaşması ve alıp şehre getirmesi şeklinde vuku’ bulmuştur.

Kastamonuda en sonki zehir hedisesi hariç.. Diğer zehirlendirilme vak’alarının tafsilatı hakkında bir bilgi elde edemedik. En ahirki vak’ayı Hazret-i Üstâd tarihiyle anlattığı için açıktır. Bununla beraber Kastamonu’da bu iki vak’a dışında da bir iki defa daha olduğu kat’îdir ve lahika mektuplarından da bir derece anlaşılmaktadır.

şimdi evvela Kastamonu Lahikasın’da,Hazret-i Üstâd’ın hastalık durumunu kaleme alan ve Üstâd’ın tasdiki altında o zamanlar lahika mektubu olarak neşredilen talebeleri ve hizmetkârlarının bir iki mektubundan biraz

Yükleniyor...