bilhassa o tarihde adaletle hükmedemiyeceğini ve davayı nakzedip bozamıyacağını ihbar etmektedir. Bu ihbar ise, ya keskin ferasetiyle, zamanın hal ve durumuııdan hissetmiş.. yahud da gayb-aşina kalb basiretiyle keşfetmiştir.
Mezkûr tashih-i karar veya tashih-i da’va dilekçesinden bazı bölümler:
“...Ey ehl-i hall ve akd! Dünyada emsali nâdir bulunan bir haksızlığa giriftar edildim. Bu haksızlığa karşı sükût etmek, hakka karşı bir hürmetsizlik olduğundan bilmecburiye gayet ehemmiyetli bir hakikatı fâş etmeye mecburum.. Ve diyorum ki: Ya benim idamımı ve yüz bir sene cezayı istilzam edecek kusurumu kanun dairesinde gösteriniz.. ve yahut bütün bütün divane olduğumu ispat ediniz.. ve yahut benim ve risalelerimin ve dostlarımın tam serbestiyetimizi verip, zarar ve ziyanımızı müsebbiblerinden alınız!..
Evet, her bir hükûmetin bir kanunu, bir usulü var. O kanuna göre ceza verilir. Hükûmet-i cumhuriyenin kanunlarıyla beni ve dostlarımı en ağır cezaya müstahak edecek esbab bulunmazsa, elbette takdir ve mükâfat ve tarziye ile beraber, tam hürriyetimizi vermek lâzımdır. Çünki meydandaki gayet ehemmiyetli hizmet-i Kur’âniyem, eğer hükûmetin aleyhinde olsa; böyle bir senelik ceza bana, bir kaç dostuma altışar ay mahkûmiyetle olamaz. Belki yüz bir sene ve idam gibi ceza bana.. ve en âğır cezaları da benim ciddî hizmetime irtibat edenlere vermek lâzım gelir:
Eğer hizmetimiz hükûmetin aleyhinde olmazsa; o vakit değil ceza, hapis ve ittiham.. belki takdir ve mükâfat ile karşılanmak lâzım gelir. Çünki bir hizmet ki; Yüz yirmi risale o hizmetin tercümanları olmuş.. Ve o hizmetle koca Avrupa Feylosoflarına meydan okuyup, esasları zir ü zeber edilmiş.. elbette o te’sirli hizmet, ya dahilde gayet müthiş bir netice verir.. veyahut gayet nafi’ ve yüksek ve ilmî bir semere verecek. Onun için göz boyamak nev’inde ve efkâr-ı ammeyi aldatmak tarzında ve hakkımızda zalimlerin entrikalarını, plânlarını setretmek suretinde çocuk oyuncağı gibi, bana bir sene ceza verilmez. Benim emsalim ya idam olurlar, dar ağacına mûftehirane çıkarlar.. Ve yahut lâyık olduğu makamda serbest kalırlar...
...Hiç bir hadisede görülmemiş bir tarzda umumî bir propaganda, bir entrika ve bir dehşet aleyhimizde döndüğüne delil şudur ki: altı aydır yüz bin dostum varken, hiç biri bana bir mektup yazamadı, bir selâm gönderemedi. Hükûmeti iğfale çalışan entrikacıların ihbaratiyle, vilayat-i şarkiyeden ta vilayat-i garbiyeye kadar her yerde istintaklar, taharriyatlar devam ettiğidir Bu işde bu entrikacıların çevirdikleri plan; benim gibi
Mezkûr tashih-i karar veya tashih-i da’va dilekçesinden bazı bölümler:
“...Ey ehl-i hall ve akd! Dünyada emsali nâdir bulunan bir haksızlığa giriftar edildim. Bu haksızlığa karşı sükût etmek, hakka karşı bir hürmetsizlik olduğundan bilmecburiye gayet ehemmiyetli bir hakikatı fâş etmeye mecburum.. Ve diyorum ki: Ya benim idamımı ve yüz bir sene cezayı istilzam edecek kusurumu kanun dairesinde gösteriniz.. ve yahut bütün bütün divane olduğumu ispat ediniz.. ve yahut benim ve risalelerimin ve dostlarımın tam serbestiyetimizi verip, zarar ve ziyanımızı müsebbiblerinden alınız!..
Evet, her bir hükûmetin bir kanunu, bir usulü var. O kanuna göre ceza verilir. Hükûmet-i cumhuriyenin kanunlarıyla beni ve dostlarımı en ağır cezaya müstahak edecek esbab bulunmazsa, elbette takdir ve mükâfat ve tarziye ile beraber, tam hürriyetimizi vermek lâzımdır. Çünki meydandaki gayet ehemmiyetli hizmet-i Kur’âniyem, eğer hükûmetin aleyhinde olsa; böyle bir senelik ceza bana, bir kaç dostuma altışar ay mahkûmiyetle olamaz. Belki yüz bir sene ve idam gibi ceza bana.. ve en âğır cezaları da benim ciddî hizmetime irtibat edenlere vermek lâzım gelir:
Eğer hizmetimiz hükûmetin aleyhinde olmazsa; o vakit değil ceza, hapis ve ittiham.. belki takdir ve mükâfat ile karşılanmak lâzım gelir. Çünki bir hizmet ki; Yüz yirmi risale o hizmetin tercümanları olmuş.. Ve o hizmetle koca Avrupa Feylosoflarına meydan okuyup, esasları zir ü zeber edilmiş.. elbette o te’sirli hizmet, ya dahilde gayet müthiş bir netice verir.. veyahut gayet nafi’ ve yüksek ve ilmî bir semere verecek. Onun için göz boyamak nev’inde ve efkâr-ı ammeyi aldatmak tarzında ve hakkımızda zalimlerin entrikalarını, plânlarını setretmek suretinde çocuk oyuncağı gibi, bana bir sene ceza verilmez. Benim emsalim ya idam olurlar, dar ağacına mûftehirane çıkarlar.. Ve yahut lâyık olduğu makamda serbest kalırlar...
...Hiç bir hadisede görülmemiş bir tarzda umumî bir propaganda, bir entrika ve bir dehşet aleyhimizde döndüğüne delil şudur ki: altı aydır yüz bin dostum varken, hiç biri bana bir mektup yazamadı, bir selâm gönderemedi. Hükûmeti iğfale çalışan entrikacıların ihbaratiyle, vilayat-i şarkiyeden ta vilayat-i garbiyeye kadar her yerde istintaklar, taharriyatlar devam ettiğidir Bu işde bu entrikacıların çevirdikleri plan; benim gibi
Yükleniyor...