hareket ittihamı vesaire gibi şeyler...
İsnad edilmiş ittihamlı maddelerin cevabları olarak, müdafaanamenin umum safhalarından bölümler alınacak ve alınan o bölmler, mevzu’ ile en çok münasebettar kısımlarından derlenecektir. Bu yüzden müdafaanamenin mevcud sırası takip edilmiyeceği gibi, alınan bölümlerin bazıları uzun, bazısı da kısa olabilecektir.
Hazret-i Üstâd ve talebeleri hakkında ileri sürülen mesuliyet maddelerinin topyekünü; Isparta müdde-i umumisi ve sorgu hâkimlerinin ve bilâhare de Eskişehir C. Savcısı ve başka yerden celbedilmiş sorgu hâkimlerinin mütalâa ve kararlarından alınmış ve nihayet hepsi de yüz altmış üçüncü kanun maddesinin dört müeyyidelerine uygulanmak istenilmiştir.
Mesuliyet Maddeleri
MADDE - 1: Dini alet edip dahili emniyeti ve umumî huzuru bozacak hareketlerin isnadı...
Cevablar: “.. Yüz bin defa hâşâ, iştigal ettiğimiz ulum-u imaniyye rıza-i ilâlıiden başka hiç bir çeye alet olamaz. Evet, güneş kamere peyk ve tabi olmadığı gibi, saadet-i ebediyenin nuranî ve kudsî anahtarı ve hayat-ı uhreviyenin güneşi olan İmam dahi hayat-ı ictimaiye-i siyasiye-i dünyeviyenin aleti olamaz.
Evet, bu kâinatın en muazzam mes’elesi ve şu hilkat-ı âlemin en büyük mııamması olan sırr-ı imandan daha ehemmiyetli bir mes’ele-i kâinat yoktur ki, bu mes’ele-i sırr-ı iman ona alet olsun hâşâ!..
Ey hey’et-i hâkime! Eğer bu işkenceli tevkifim, yalnız hayat-ı dünyeviyeye ve şahsıma ait olsa idi, emin olunuz ki, on senedir sükût ettiğim gibi, sükût edecektim. Fakat bu tevkifım çokların hayat-ı ebediyelerine ve muazzam tılsım-ı kâinatın keşfini tefsir eden Risale-i Nur’a aid olduğundan yüz başım olsa ve her gün biri kesilse, bu sırr-ı azimden vazgeçmiyeceğim.. Ve sizin elinizden kurtulsam, elbette ecel pençesinden kurtulamıyacağım. Ben ihtiyarım,
{Hazret-i Üstâd 1935 tarihinde tam altmış yaşında oldugıı için sinn-i kühûletin, birinci basamağına bastığından, “Ben ihtiyarım” tabirini kullanmaktadır. A.B.}
kabir kapısındayım.
İşte o müthiş tılsım-ı kâinatın keşşafı olan, Kur’ân-ı Hakimin o muazzam keyfini gözlere gösterir bir surette tefsir eden Risale-i Nur, o tılsıma aid yüzer mes’elelerinden bu herkesin başına gelecek olan ecele ve kabre ait yalnız bu sırr-ı imana bakınız ki; acaba bu dünyanın bütün muazzam mesail-i siyasiyesi ölüme, ecele inanan bir adama daha büyük olabilir mi ki, bunu ona alet etsin!.. Çünki vakit muayyen olmadığından her
İsnad edilmiş ittihamlı maddelerin cevabları olarak, müdafaanamenin umum safhalarından bölümler alınacak ve alınan o bölmler, mevzu’ ile en çok münasebettar kısımlarından derlenecektir. Bu yüzden müdafaanamenin mevcud sırası takip edilmiyeceği gibi, alınan bölümlerin bazıları uzun, bazısı da kısa olabilecektir.
Hazret-i Üstâd ve talebeleri hakkında ileri sürülen mesuliyet maddelerinin topyekünü; Isparta müdde-i umumisi ve sorgu hâkimlerinin ve bilâhare de Eskişehir C. Savcısı ve başka yerden celbedilmiş sorgu hâkimlerinin mütalâa ve kararlarından alınmış ve nihayet hepsi de yüz altmış üçüncü kanun maddesinin dört müeyyidelerine uygulanmak istenilmiştir.
Mesuliyet Maddeleri
MADDE - 1: Dini alet edip dahili emniyeti ve umumî huzuru bozacak hareketlerin isnadı...
Cevablar: “.. Yüz bin defa hâşâ, iştigal ettiğimiz ulum-u imaniyye rıza-i ilâlıiden başka hiç bir çeye alet olamaz. Evet, güneş kamere peyk ve tabi olmadığı gibi, saadet-i ebediyenin nuranî ve kudsî anahtarı ve hayat-ı uhreviyenin güneşi olan İmam dahi hayat-ı ictimaiye-i siyasiye-i dünyeviyenin aleti olamaz.
Evet, bu kâinatın en muazzam mes’elesi ve şu hilkat-ı âlemin en büyük mııamması olan sırr-ı imandan daha ehemmiyetli bir mes’ele-i kâinat yoktur ki, bu mes’ele-i sırr-ı iman ona alet olsun hâşâ!..
Ey hey’et-i hâkime! Eğer bu işkenceli tevkifim, yalnız hayat-ı dünyeviyeye ve şahsıma ait olsa idi, emin olunuz ki, on senedir sükût ettiğim gibi, sükût edecektim. Fakat bu tevkifım çokların hayat-ı ebediyelerine ve muazzam tılsım-ı kâinatın keşfini tefsir eden Risale-i Nur’a aid olduğundan yüz başım olsa ve her gün biri kesilse, bu sırr-ı azimden vazgeçmiyeceğim.. Ve sizin elinizden kurtulsam, elbette ecel pençesinden kurtulamıyacağım. Ben ihtiyarım,
{Hazret-i Üstâd 1935 tarihinde tam altmış yaşında oldugıı için sinn-i kühûletin, birinci basamağına bastığından, “Ben ihtiyarım” tabirini kullanmaktadır. A.B.}
kabir kapısındayım.
İşte o müthiş tılsım-ı kâinatın keşşafı olan, Kur’ân-ı Hakimin o muazzam keyfini gözlere gösterir bir surette tefsir eden Risale-i Nur, o tılsıma aid yüzer mes’elelerinden bu herkesin başına gelecek olan ecele ve kabre ait yalnız bu sırr-ı imana bakınız ki; acaba bu dünyanın bütün muazzam mesail-i siyasiyesi ölüme, ecele inanan bir adama daha büyük olabilir mi ki, bunu ona alet etsin!.. Çünki vakit muayyen olmadığından her
Yükleniyor...