Bu hadiseden sonra, Siirt’ten ayrılır, Hizan’a gelir. Kazaya pek yakın olan “şeyda”(2) köyündeki medreseye gider. şeyda’da ne kadar zaman kaldığı yine belli değil, ancak burada cereyan eden bir hadise yüzünden, geçici bir zaman için yine tahsil hayatını bırakarak eve dönmesine sebep olur. Hadise şöyledir:

Burada Molla Muhammed isminde bir arkadaşıyla kavga ederler. Arkadaşının hançerini çekmesi üzerine, o da yerde bulunan bir baltaya sarılır. Bu kavgada diğer bir talebenin başından yaralanması üzerine, medrese hayatını bırakarak evine döner.. ve babasına: “Ben artık iyice büyümeyince okumayacağım. Çünki talebeler hepsi benden büyüktürler” der ve o kışı ilkbahara kadar evde geçirir.(3)

Genç fakah Said’in bu geçen ikinci tür tahsil hayatının kaç ay, kaç sene sürdüğü yine kesin olarak malûm değilse de, fakat bundan sonraki üçüncü tür tahsil hayatı hakkında, merhûm Abdurrahman’ın bu faslı anlatırken, ifade tarzında, ikinci sefer eve dönüşünde mevsimin kış başı olduğu ve o kışı evde geçirdiği ve bahara doğru meşhur rü’yayı gördüğü ve rü’yadan sonra babasından izin alarak Arvas köyüne.. az müddet sonra da, Mir Hasan-ı Veli medresesine gittiğini.. burada da fazla durmayarak Vastan’a (Gevaş) gittiğini.. Gevaş’da ise, sadece bir ay kadar tebdil-i hava için kaldığını ve akabinde Doğu Bayezid’e gittiğini yazar. Bu tertip ve ifadeye göre, üçüncü kez evden çıkışı ile Doğu Bayezid’e varışı arasında dokuz ay kadar bir zaman geçirdiği anlaşılmaktadır. Doğu Bayezid’deki üç aylık tahsil hadisesi ise, yukarıda da geçtiği üzere, Hicrî 1309-Miladî 1892 tarihidir.(*)

İşte bu tahlil ve değerlendirmeye göre; ikinci tür tahsil hayatının da üç senelik bir zaman almış olması ve rü’yayı gördüğü sene, yaşı onüçüncü senesini doldurmuş olması lâzımdır.

Yükleniyor...