Cami imamı Hacı Rıza Efendi ile birlikte, misafir kabul ettiği bir gün yine ziyaretine gitmiştim. Hazret-i Üstâd: “Nerdesin kardeşim, ben sana hususî gel demiştim” dedi. Yanına allâmeler gelse iltifat etmezdi. Hocalar bu duruma şaşarlardı. Hiç tahmin etmediğimiz birisine: “Safa geldin kardeşim, safa geldin kardeşim” diyerek alâka gösterip iltifat ederdi.
Üstâd’ı Barla’ya nefyettiler:
Sonraları dersler çok kalabalık olmaya başladı. Valî Ekrem Bey evhamlanarak tedirgin oldu. Umumun nazarına çarpmasın diye ücra bir yere nakledelim dedi ve Üstâd’ı Barla’ya nefyetti...(13) (14)
Bir İki Hatıra da Üstâd’dan:
Bu fasla ait Üstâd’dan gelen yazılı hatıralarında, Burdur’dan Isparta’ya getirildiği zaman kış mevsimi olduğunu kaydetmesiyle, yukarda yaptığımız takribî hasap ki 25 Ocak 1926’da Isparta’ya getirildi kaydını teyid etmektedir.
Üstâd şöyle der:
“Ben dokuz sene evvel mübarek bir şehre geldim. Kış münasebetiyle o şehrin menabi-i servetini göremedim. Allah rahmet etsin oranın müftüsü bir kaç defa bana dedi: “Ahalimiz fakirdir” bu söz benim rikkatime dokundu. Beş-altı sene sonraya kadar daima o şehir ahalisine acıyordum. Sekiz sene sonra, yazın yine o şehre geldim. Bağlarına baktım, merhum müftünün sözü hatırıma geldi. Fesübhanallah dedim, bu bağların mahsulü şehrin hacetinin pek fevkindedir. Bu şehir ahalisi pek çok zengin olması lâzım gelir...”(15)
Hazret-i Üstâd’ın bu hatırası bize hem bazı tarih uçlarını vermektedir, hem de gerçekten o sıra Isparta halkının çok fakirlik çektiği bir zamandır. Üstâd oradan Barla’ya geldikten sonra, beş-altı seneye kadar hep Isparta halkının fakirliğini hatırlamış ve ona acıyarak refahı için dua etmiş olduğunu göstermektedir. Ekser Isparta’lıların i’tirafiyle sabit olmuş ki; Üstâd Bediüzzaman Hazretleri Isparta’ya teşrifinden sonra, ahalisinin refahı halıcılık ve gülcülük vesileleriyle yükselmeye başlamıştır.
Üstâd’ı Barla’ya nefyettiler:
Sonraları dersler çok kalabalık olmaya başladı. Valî Ekrem Bey evhamlanarak tedirgin oldu. Umumun nazarına çarpmasın diye ücra bir yere nakledelim dedi ve Üstâd’ı Barla’ya nefyetti...(13) (14)
Bir İki Hatıra da Üstâd’dan:
Bu fasla ait Üstâd’dan gelen yazılı hatıralarında, Burdur’dan Isparta’ya getirildiği zaman kış mevsimi olduğunu kaydetmesiyle, yukarda yaptığımız takribî hasap ki 25 Ocak 1926’da Isparta’ya getirildi kaydını teyid etmektedir.
Üstâd şöyle der:
“Ben dokuz sene evvel mübarek bir şehre geldim. Kış münasebetiyle o şehrin menabi-i servetini göremedim. Allah rahmet etsin oranın müftüsü bir kaç defa bana dedi: “Ahalimiz fakirdir” bu söz benim rikkatime dokundu. Beş-altı sene sonraya kadar daima o şehir ahalisine acıyordum. Sekiz sene sonra, yazın yine o şehre geldim. Bağlarına baktım, merhum müftünün sözü hatırıma geldi. Fesübhanallah dedim, bu bağların mahsulü şehrin hacetinin pek fevkindedir. Bu şehir ahalisi pek çok zengin olması lâzım gelir...”(15)
Hazret-i Üstâd’ın bu hatırası bize hem bazı tarih uçlarını vermektedir, hem de gerçekten o sıra Isparta halkının çok fakirlik çektiği bir zamandır. Üstâd oradan Barla’ya geldikten sonra, beş-altı seneye kadar hep Isparta halkının fakirliğini hatırlamış ve ona acıyarak refahı için dua etmiş olduğunu göstermektedir. Ekser Isparta’lıların i’tirafiyle sabit olmuş ki; Üstâd Bediüzzaman Hazretleri Isparta’ya teşrifinden sonra, ahalisinin refahı halıcılık ve gülcülük vesileleriyle yükselmeye başlamıştır.
Yükleniyor...