Isparta’da Yirmi Beş Gün
(Sene: 1926 Ocak ayı. Bediüzzaman’ın 20-25 günlük Isparta hayatı)
Yukarda kaydedilen takribî kuvvetli bir hesapla, Hazret-i Üstâd Isparta merkezine 25 Ocak 1926 tarihinde nakledilmiştir. Burada geçen ikametinin kısacık günleri hakkında eserlerinde yazdığı iki hatırasından, talebelerinden de iki zatın iki küçük rivayetlerinden başka elimizde bir şey yoktur.
Evet, Üstâd’ın Isparta’daki şu kısacık hayatı, sayılı bir kaç gündür. Kuvvetli tahminî hesaba göre, yalnız 20 ile 25 gün arası, Isparta’da durdurulmuştur. Sonra da Isparta’nın Eğridir kazasına bağlı Barla nahiyesine, Ankara’ca verilen bir emre müsteniden, Valilikçe mecburî iskâna tabi kılınmıştır. Onun Kur’ânî ve manevî cihadının en büyük ve en küllî ve cihanşümul merhalesi ve başlangıcı da Barla’ya gelmesiyle birlikte başlamıştır.
Hatıralar
Hazret-i Üstâd’ın Burdur’dan Isparta merkezine getirildiği günleri idrak etmiş üç hâs Nur talebesinin hatıralarını kaydettikten sonra, Üstâd’ın kaleminden de bir iki hatıra yâd edeceğiz.
Birinci hatıra: Terzi Mehmet Babacan’dan: (Bu zat; 1949’da Afyon hapsinden tahliye olup çıkan Üstâd’ının bir müddet sonra, yani 1951’de bir ara Eskişehir’e gidip bir müddet kaldığı günlerde, birisinden Üstâd’ının Isparta’yı ziyaret etmeyi arzu ettiğini duymuş. Bunun üzerine hemen hususi bir taksi tutarak, gidip sevgili Üstâd’ını Eskişehir’den alıp Isparta’ya getirmiş bir zattır.)
Biz terzi Mehmet Babacan Ağabey’i 2.1984 senesinde Cumartesi günü, Ramazan başlarında Isparta’daki evinde ziyaret ettik. Üstâd’ı hakkında bazı hatıralarını dinlemek istedik. O da Hazret-i Üstâd’ın Burdur’dan Isparta merkezine nakledilme hadisesini şöyle anlattı:
“Üstâd’ımız Burdur’dan Isparta’ya getirildiğinde benim dayım Hüsnü Efendi’nin medresesinde misafir edildi. Burada onu ziyarete gelenlere hep Küçük Sözler’deki hakikatların mealini ders veriyordu. Ben o zaman küçüktüm. Bu kadarını hatırlıyorum.”
İkinci hatıra: Kâtib Osman’dan: (Bu isim ve unvanı taşıyan bu zat, Risale-i Nur’un lahika mektuplarında adı çok geçen muhterem kâtib Osman Ağabey’dir.)
Bu zatı da biz Babacan Ağabey’den bir gün sonra, yani 3. 7.1984 pazar günü Isparta’daki evinde Bayram Yüksel Ağabey’le birlikte ziyaret etmiştik. Bu zat da, Üstâd’ın ilk Isparta’ya geliş günlerini idrak etmiş bir zattır. Üstâdıyla
(Sene: 1926 Ocak ayı. Bediüzzaman’ın 20-25 günlük Isparta hayatı)
Yukarda kaydedilen takribî kuvvetli bir hesapla, Hazret-i Üstâd Isparta merkezine 25 Ocak 1926 tarihinde nakledilmiştir. Burada geçen ikametinin kısacık günleri hakkında eserlerinde yazdığı iki hatırasından, talebelerinden de iki zatın iki küçük rivayetlerinden başka elimizde bir şey yoktur.
Evet, Üstâd’ın Isparta’daki şu kısacık hayatı, sayılı bir kaç gündür. Kuvvetli tahminî hesaba göre, yalnız 20 ile 25 gün arası, Isparta’da durdurulmuştur. Sonra da Isparta’nın Eğridir kazasına bağlı Barla nahiyesine, Ankara’ca verilen bir emre müsteniden, Valilikçe mecburî iskâna tabi kılınmıştır. Onun Kur’ânî ve manevî cihadının en büyük ve en küllî ve cihanşümul merhalesi ve başlangıcı da Barla’ya gelmesiyle birlikte başlamıştır.
Hatıralar
Hazret-i Üstâd’ın Burdur’dan Isparta merkezine getirildiği günleri idrak etmiş üç hâs Nur talebesinin hatıralarını kaydettikten sonra, Üstâd’ın kaleminden de bir iki hatıra yâd edeceğiz.
Birinci hatıra: Terzi Mehmet Babacan’dan: (Bu zat; 1949’da Afyon hapsinden tahliye olup çıkan Üstâd’ının bir müddet sonra, yani 1951’de bir ara Eskişehir’e gidip bir müddet kaldığı günlerde, birisinden Üstâd’ının Isparta’yı ziyaret etmeyi arzu ettiğini duymuş. Bunun üzerine hemen hususi bir taksi tutarak, gidip sevgili Üstâd’ını Eskişehir’den alıp Isparta’ya getirmiş bir zattır.)
Biz terzi Mehmet Babacan Ağabey’i 2.1984 senesinde Cumartesi günü, Ramazan başlarında Isparta’daki evinde ziyaret ettik. Üstâd’ı hakkında bazı hatıralarını dinlemek istedik. O da Hazret-i Üstâd’ın Burdur’dan Isparta merkezine nakledilme hadisesini şöyle anlattı:
“Üstâd’ımız Burdur’dan Isparta’ya getirildiğinde benim dayım Hüsnü Efendi’nin medresesinde misafir edildi. Burada onu ziyarete gelenlere hep Küçük Sözler’deki hakikatların mealini ders veriyordu. Ben o zaman küçüktüm. Bu kadarını hatırlıyorum.”
İkinci hatıra: Kâtib Osman’dan: (Bu isim ve unvanı taşıyan bu zat, Risale-i Nur’un lahika mektuplarında adı çok geçen muhterem kâtib Osman Ağabey’dir.)
Bu zatı da biz Babacan Ağabey’den bir gün sonra, yani 3. 7.1984 pazar günü Isparta’daki evinde Bayram Yüksel Ağabey’le birlikte ziyaret etmiştik. Bu zat da, Üstâd’ın ilk Isparta’ya geliş günlerini idrak etmiş bir zattır. Üstâdıyla
Yükleniyor...