Bediüzzaman’ın GeçimDurumu

Hayatında hiç kimseden sadaka ve hediye kabul etmemiş olan Üstâd Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri, “Geçimini nasıl temin ediyordu?” diye akla gelebilen istifhamın halli için, maddî sebeplere göre bir şeyler yazmak ve istifhamı da halletmek gerekmektedir. şöyle ki:

Küçüklüğünde, tahsil hayatında, hediye, zekat ve sadaka olarak hiç kimseden bir şey kabul etmediği âşikâr bir hakikattır. Sonra, 1898’de Van’da kurduğu medresesi için Evkaf dairesinden bir miktar para almaya başladı. Daha sonraları, İstanbul’a gidiş geliş masrafları da herhalde yine medresesinin vakfiyesinden alıyordu. Ve daha sonraları harp ve esaret... biz o dönemlere ait hayat faslında bu hususa temas etmişizdir.

Daha sonra Dâr-ül Hikmet’te vazifeli resmi a’za olarak çalıştığı iki-üç senelik hayatında, mezuniyet günleri hariç, ayda beş bin kuruş maaş almıştı. Aldığı bu maaşın büyük bir bölümünü eserlerin tab’ masraflarına harcamışdı. Bastırdığı eserlerinden İşaratül İ’caz ile -iki küçüğü müstesna- umumunu meccanen Müslümanlara dağıtmıştır. Geri kalan az miktar parayı da Hacc masrafı olarak saklamış, fakat Hacc’a gidememişti. İşte bu mübarek parayla a’zamî bir iktisad ve kanaât içerisinde ta 1950’lilere kadar idare edip geçinmiştir. Dar-ül-Hikmet maaşından arta kalan parasının miktarını bilmiyoruz. Fakat yirmi yedi sene gibi uzun bir zaman o parayla geçimini sürdürdüğü, mübarek ve bereketli paranın en son bakiyesi olan doksan lirasını da(6) l946’da Nur Risaleleri’nin teksir ile intişara başladığı günlerde kâğıt ve sair masraflara iştirak niyetiyle nâşirlere verdiğini biliyoruz. Bu tarihten sonra teksir makinalarıyla çoğaltılıp satılan eserlerinin beşte biri te’lif hakkı olarak; kendi iaşe ve ta’yini için, aynı zamanda bazı Nur talebelerinin de sadece günlük ekmek parası olarak tayinatları için, bu paradan harcadığını da biliyoruz. Üstâd’ın vefatından sonra onun çok ciddî vasiyetleriyle bu âdet Allah’a şükür bu güne kadar devam etmektedir.

Nurşin Camii ve HÂtıraları

Van’da Bediüzzaman Hazretleriyle yakından alâkadar olup, ona hizmetkârlık ve talebelik etmiş bazı zatların hatıralarından evvelâ Nurşin camiinde geçen fasıl ile ilgili kısımlarını, sonra da Erek dağı ve sonrasıyla alâkadar olanlarını burada yâd etmek istiyoruz:

Birincisi, İsmail Perihanoğlu: Bu zat, Bediüzzaman’ın eski talebelerinden ve Van’ın eski Belediye Reisi ve Müftülerindendir. Hatıralarında ezcümle şunları kaydeder:

Yükleniyor...