“...Ankara’da Divan-ı Riyaset’te pek çok meb’uslar varken, M. Kemal Paşa şiddetli bir hiddet ile Divan-ı Riyaset’e girip, bana karşı bağırarak: “Seni buraya çağırdık ki bize yüksek fikir beyan edesin. Sen geldin namaza dair şeyler yazıp içimize ihtilâf verdin!” Ben de onun hiddetine karşı dedim: “Namaz kılmıyan hâindir, hâinin hükmü merduttur..”(22) dehşetli bir pot kırdım. Hazır meb’us dostlarım telâş ettikleri ve herhalde beni ezeceklerini tahmin ettikleri sırada(23); bana karşı bir nevi tarziye verip o mecliste hiddetini geri alması...
İkinci gün, hususî riyaset odasında Hücûmat-ı Sitte’nin birinci desisesi içinde bulunan “Mesela Ayasofya camii ehl-i fazıl ve kemalden..” cümlesinden başlıyan, ta ikinci desiseye kadar bir saat tamamen ona söyledim.(24) Bütün hissiyatını ve prensibini rencide ettiğim halde, bana ilişmemesi, hatta taltifime çok çalışması...”(25)
Hazret-i Üstâd’ın şu hatırasından anlaşılan odur ki; M. Kemal Paşa, onu Ankara’da durdurmak, yeni hükûmette mühim bir işte ve vazifede çalıştırmak için, münakaşa hadisesinden sonra dahi çok çalışmıştır. Amma yine
Yükleniyor...