Merkez-i Hükûmet makamındaki zatlar ve bilhassa askerî kumandanlar arasında neşr-i Din hakikatlarına ve tavsiye muvaffakiyetine erişmiş bu zat; mezkûr meşverete dair(4) bir hatırasını Ankara’da bize şöyle anlatmıştı:

“Nur kardeşlerim! Sizler çok bahtiyar bir nesilsiniz ki, o zât-ı zihâvârık olan Bediüzzamanımızın harikulâde âsâr-ı celilesi, Nur Risaleleriyle tenevvür etmek, onun irşadatıyla halâs olmak nimet-i uzmasına erişmişsiniz. O, bîmisil ve bînazir bir mürşid-i ekmel ve bir Üstâd-ı ekberdir. Bediüzzaman Said-i Nursî’nin bu asırda bir inayet-i ilâhî ve avn-i peygamberî ile asr-ı hazır ve asr-ı âtinin irşadı için yaratılmış bulunan nasıl bir zat-ı kerim-üs sıfat olduğunu âsar-ı zihavarıkını okumakla idrak edebilirsiniz.

“Otuzbeş sene evvel, İstanbul dehşet-engiz düşmanlarımız olan ecnebilerin işgali altında iken de, Hazret canını feda edercesine ölüm ve idamı istihkar ederek onlarla mücadele ve mücahede etmekten bir an geri kalmadı. Bir zaman sonra Ankara Hükûmeti belki on defadan fazla şifre ile davet etti. Hazret gitmedi. Nihayet çok dindar olan bir paşanın tavassutu ile davetin tekrarlanması ve Ankara’ya teşrifi hatırlatılınca, onun vasıtasıyla son daveti almıştı. O günlerde bir gün bu acize, bir şey meşveret edeceğini söyliyerek, Ayasofya çayhanesinde bulunacağımız saati kararlaştırdık. Ben o saatten evvel çayhaneye gidip Hazret-i Üstâd’ın teşriflerini beklemeye başladım. Biraz sonra Hazret-i Üstâd’ın oturduğum mahalle doğru gelmekte olduğunu gördüm. Hazretimiz teşrif ettiler ve bana lütfen buyurdular ki:

“Beni kerratla Ankara’dan davet ettiler. Ben de büyük tehlikenin İstanbul’da olduğunu, burada düşmanlarımızla mücadele edeceğimi beyan ederek gitmedim. Bu günlerde bir davet daha geldi. Sen burada kalmamı mı, yoksa Ankara’ya gitmemi mi faydalı görürsün, hangisi münasibtir?”

Ben de: “Efendim münasibi zatınıza daha iyi malûmdur. Benim kanaatim, sizin Ankara’da Meclis-i Meb’usan içine girmeniz büyük bir hizmete medar olacaktır” dedim.. ve nihayet Hazret-i Üstâd Ankara’ya gitti.” (Hususi Not Defteri - Zübeyr Gündüzalp, s: 87)

Merhum Osman Nuri Efendi’nin bu kesin ihbarına göre, Bediüzzaman Hazretleri onsekiz defadan fazla Ankara hükümetince davet olunmuştur. İki defası bizzat M. Kemal Paşa tarafından, diğer defaları ise, yine M. Kemal Paşa’nın direktifleriyle Bediüzzaman’ın yakın dostları tarafından.. ve son defasında da onun eski dostlarından sâbık Van Valisi meb’us Tahsin Bey tarafından olmak üzere, mecmuu onsekiz def’adan fazla davetler vaki’ olmuştur. Bütün bu candan davetler üzerine, Bediüzzaman Hazretleri 19 Kasım 1922 günü yeğeni Abdurrahman ile birlikte trenle Ankara’ya geldi.


Yükleniyor...