İnönü’nün(68) iki zaferi zahiren çok küçüktür, batınen pek büyüktü...”(69)

Görüldüğü üzere, Bediüzzaman Hazretleri Anadolu cephesinde Kuvay-ı Milliye mücahitleri'nin kazandığı İnönü zaferini bütün kalbiyle kutluyor, alkışlıyor ve ona seviniyordu. Bu zaferi, İslâm’ın zaferlerinin bir başlangıcı olarak kabul ediyor ve öyle niteliyordu.

Aynı zamanda keskin feraset ve velâyetiyle; artık İslâm ordusunun bundan sonra tedafü'î vaziyetinden, taarruz durumuna geçeceğini kesin ihbar ediyordu... Nitekim de öyle oldu.

HİLAL-YILDIZ TEVAFUKU

Çok garîb tevafukattandır ki: Bediüzzaman’ın 1921 senesinin Ramazan ayında te’lif etmiş olduğu Lemaat eserinin en son beytinin en son satırının en son kelimesi “hilâl ve yıldız” olarak gelmiştir. İşte Lemaat eserinin en son satırı ve hilâl-yıldızla biten son cümle ve kelimesi şöyledir:

“Bir zemine bir semaya bakar...Orada ezhar ve esmar, burada hilal ve yıldız.”(70)

Lemaat eserinin te’lifi 1921 Ramazanı’nın ilk hilâlinde başlamış, aynı Ramazan’ın Bayram hilâlinde bitmiştir. Hatta ebced hesabıyla onun te’lif tarihi şu Arapça cümleden çıkmıştır: Yani Ramazan ayının iki hilâli arasında doğan bu eser, bir edep yıldızıdır. Arapça cümlenin ebcedî hesabı, Rumî 1337 eder ki; Miladi 1921'dir.(*)

Merhum Abdurrahman bu garîb vak'a hususunda şunları kaydeder:

“Tesadüf-ü garîbedendir ki; Lemaat kitabının tarihi “Hilâl Yıldızı” çıktı ki, dır. Hem de tesadüfî olarak kitabın ahirinde de hilâl ve yıldız gelmiş... Tabiatını serbest bırakarak hiç nazım yapmadığı halde; bu kitap tamamen sancak marşının vezni gibidir.

Kitabındaki tesadüfe dair konuşurken, semadaki hilâl-yıldız, sancak-ı İslâm’ın resmini tersim etti. Amucama dedim: “Kitabındaki tesadüfü, sahife-i sema da tanzir ediyor..”

Cevaben dedi ki: “Ben zaten tesadüf denilen şeyi kabul etmem. Her şeyde bir hikmet var... Hem tesadüf, tekerrür etse, tesadüf olamaz, bir kasdı ihsas eder.

Yükleniyor...