Üstâd Hazretleri’nin emriyle Merhum Abdurrahman, o ana kadar Üstâd’ın te’lif olunan eserlerinden derlenmiş seçilmiş vecizelerini bir eser halinde neşrettiği kitaptır. Üstâd’ın eserlerinin hepsi de o zamanda tab' edilmişlerdir. Bu devrenin en son müellefatı, 1922-1923 Ankara'da te’lif edilip, yine Ankara’da tab’ edilen Habab ve Zeyl-ül Habab eserleridir. şemme ve şu’le namlarındaki Arapça iki eserin bazı ek ilaveleri, eserlerin tab'ı sırasına yetişememiş, bilâhare bunların bir kısmı el yazmalarında muhafaza edilmiştir. Onların bir kısmı da Nurun ilk Kapısı eserinin içinde yer alan Türkçe bazı parçalarının Arapça esaslarıdır ki, Üstâd Burdur’a menfî olarak gittiği zaman orada tamamlamıştır. Bir kısmı da Mesnevî-i Arabi’nin baş tarafında yer alan Lemaat, Reşahat, Lasiyyemalar adlarındaki üç risaledir ki, Barla'da te’lif edilmiş olduğunu anlıyoruz.
Arapça eserlerinin bir kısmı zeyillerden ibarettir. Ancak bu zeyillerden bazıları, zeyil olduğu kitaptan daha büyüktür.
Buna göre, Bediüzzaman Said-i Kürdî olarak, 1899'dan 1923 senesine kadar bir çeyrek asırlık zaman içinde te’lif etmiş olduğu eserlerinin toplam sayısı 43 taneyi bulmaktadır. Yine 1923 Mayısı’ndan 1926 Martı’na kadar te’lif edilen ve bahsi geçmiş Mesnevî'nin baş tarafındaki üç risale ile Nurun min Envar-il Kur’ân arapça eserini de bu hesaba katarsak, ayrıca da, Van'dan nefyedilip sürgüne yollandığında ilk menzil olan Burdur’da başlayıp Isparta merkezinde tamamladığı Türkçe Nurun İlk Kapısı eserini de bu topluluğa ilave edersek; 1899’dan 1926 senesine kadar 27 senelik hayat faslında toplam te’lifatı 48 tane eserdir.(7)
Bediüzzaman Hazretleri; 1926 Martı’ndan i’tibaren te’lifatına başladığı imânî ve Kur’ânî eserlerinden Sözler’in otuzüç, Mektubat'ın otuz, Lem’alar’ın yirmialtı adetleri ve bunların bazılarının ek parça ve zeyillerinin mecmuunu yüz tane sayarsak; 1926'dan önce ve 1918'den sonra sekiz sene zarfında te’lif etmiş olduğu ve bir çoğunu tab' ettirdiği eserlerinden yirmi tanesini de, Barla'da 1926-1935 yılları arasında te’lif ettiği yüz adet risaleye ekliyerek; 1935 senesinde açılan Eskişehir Mahkemesi’ndeki müdafaatında sık sık yüzyirmi tane eserleri, büyük davasının şâhidleri olduğunu tekrarlamıştır.
1944 senesinde Denizli Mahkemesi müdafaatında ise, 130 parça risale diye vasıflandırmaktadır ki; mezkûr yüzyirmi adede on üç Risale daha ilave edildiği ve tam sayı olarak 133'e yükseldiği halde, yine 130 parça Risale diye takdim etmektedir. Hatta 1948-1949 yıllarında Afyon hapsine kadar 11 12 ve 13'üncü şua'lar bu miktara eklenerek Risale adedi 136'yı bulduğu halde; Afyon Mahkeme müdafaanamesinde de, ekseriyetle yine 130 parça tabirini kullanmaktadır. Afyon hapsi hitamına kadar, Ondört ve Onbeşinci şualar da buna eklenerek, Risale adedi tam sayı olarak 138'i bulduğu halde, yine de ortalama usul ile ekseriyetle ifadelerinde yüzotuz parça ta'biri devam etmektedir.
Arapça eserlerinin bir kısmı zeyillerden ibarettir. Ancak bu zeyillerden bazıları, zeyil olduğu kitaptan daha büyüktür.
Buna göre, Bediüzzaman Said-i Kürdî olarak, 1899'dan 1923 senesine kadar bir çeyrek asırlık zaman içinde te’lif etmiş olduğu eserlerinin toplam sayısı 43 taneyi bulmaktadır. Yine 1923 Mayısı’ndan 1926 Martı’na kadar te’lif edilen ve bahsi geçmiş Mesnevî'nin baş tarafındaki üç risale ile Nurun min Envar-il Kur’ân arapça eserini de bu hesaba katarsak, ayrıca da, Van'dan nefyedilip sürgüne yollandığında ilk menzil olan Burdur’da başlayıp Isparta merkezinde tamamladığı Türkçe Nurun İlk Kapısı eserini de bu topluluğa ilave edersek; 1899’dan 1926 senesine kadar 27 senelik hayat faslında toplam te’lifatı 48 tane eserdir.(7)
Bediüzzaman Hazretleri; 1926 Martı’ndan i’tibaren te’lifatına başladığı imânî ve Kur’ânî eserlerinden Sözler’in otuzüç, Mektubat'ın otuz, Lem’alar’ın yirmialtı adetleri ve bunların bazılarının ek parça ve zeyillerinin mecmuunu yüz tane sayarsak; 1926'dan önce ve 1918'den sonra sekiz sene zarfında te’lif etmiş olduğu ve bir çoğunu tab' ettirdiği eserlerinden yirmi tanesini de, Barla'da 1926-1935 yılları arasında te’lif ettiği yüz adet risaleye ekliyerek; 1935 senesinde açılan Eskişehir Mahkemesi’ndeki müdafaatında sık sık yüzyirmi tane eserleri, büyük davasının şâhidleri olduğunu tekrarlamıştır.
1944 senesinde Denizli Mahkemesi müdafaatında ise, 130 parça risale diye vasıflandırmaktadır ki; mezkûr yüzyirmi adede on üç Risale daha ilave edildiği ve tam sayı olarak 133'e yükseldiği halde, yine 130 parça Risale diye takdim etmektedir. Hatta 1948-1949 yıllarında Afyon hapsine kadar 11 12 ve 13'üncü şua'lar bu miktara eklenerek Risale adedi 136'yı bulduğu halde; Afyon Mahkeme müdafaanamesinde de, ekseriyetle yine 130 parça tabirini kullanmaktadır. Afyon hapsi hitamına kadar, Ondört ve Onbeşinci şualar da buna eklenerek, Risale adedi tam sayı olarak 138'i bulduğu halde, yine de ortalama usul ile ekseriyetle ifadelerinde yüzotuz parça ta'biri devam etmektedir.
Yükleniyor...