Sofi Mirza, bir gün Geyda’dan geçerken (başka bir rivayette doğrudan Gavsı ziyaret kasdiyle) dergâha gelmiş.. Gavs ise, o saatte kendi hâs halifeleriyle hususi sohbet ediyorlarmış. Sofi Mirza mutlaka Gavsı ziyaret edeceğini söylemiş. Müridleri ve talebeleri: “Gavs şu anda kimseyi kabul etmez, hususi sohbettedir” demişlerse de, Sofi Mirza ısrarında devam etmiş ve “Eğer siz Gavs’a haber vermezseniz, ben kendim gidip kapıyı çalacağım” demiş. Müridleri: “Öyle ise haydi git çal!” demişler.
Filhakika Sofi Mirza gidip Gavs’ın hususi sohbetgâhının kapısını çalmış ve içeri girmiş. Gavs Hazretleri(3) Sofi Mirza’yı görür görmez ayağa kalkmış ve hürmetle karşılayıp onu kucaklamış, koluna girmiş, getirip kendi yerine oturtmuştur.
Sofi Mirza Gavs ile birşeyler konuşmuş. Gavs ise, hep onu tasdik ederek “beli! beli!” diye cevap vermiş. Nihayet Sofi Mirza izin isteyerek kalkmış, gitmiş.
Sonra, Gavs’ın halifelerinden başta Molla Halid-i Erukî hayretlerini gidermek üzere, Gavs Hazretlerine: “Kurban, bu fakir adamda ne var ki bu kadar iltifatlarda bulundunuz? bize göre siz bu fakir Sofi Mirzo’ya(4) fazla iltifat ettiniz, yahut bize fazla geldi:” demişler.
Gavs Hazretleri ise, gayet ciddîleşir, halifelerine hitaben: “Efendiler! Bu fakir Sofi’nin sulbundan öyle bir çocuk dünyaya gelecektir ki, yüz kutbiyyet, onun derecesine yetişemez” demiş.
2- Saf, berrak olan ehl-i sünnet dairesinde ilm-i hakikat ve tarikatı neşreden, Isparta’nın meşhur ve medâr-ı fahrı “Beşkazalı Osman-ı Halidî Hazretleri”dir. Bu zât da, Mevlânâ Halid hazretlerinin tarikatına mensubtur. Vefatı Isparta 1292/1876 senelerindedir. Bediüzzaman’ın doğduğu sene.. Bu zât, Isparta’nın güneybatısına düşen dağın yamacında “Sidre” namında bir mevkide riyazet ve tesbihatlarını icra ederlermiş. Kırk günlük riyazet gıdasını, bir iki günde yer, daha kırk güne kadar birşey yemeden tesbihat ve zikirlerine devam ederlermiş. Rivayete göre, bazen kırk gün süren riyazetinin hitamında mübarek dudakları birbirine yapışırmış.
İşte bu zât, vefatına yakın günlerde, hem evlâdlarına hem yakınlarına kesin olarak demiştir ki: “İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak. O da bu sene tevellüd etmiştir”. Ayrıca ilâve ederek: “Benim dört oğlumdan birisi o gelecek müceddid zâtla görüşecek ve elini öpecektir.” buyurmuştur.
Filhakika Sofi Mirza gidip Gavs’ın hususi sohbetgâhının kapısını çalmış ve içeri girmiş. Gavs Hazretleri(3) Sofi Mirza’yı görür görmez ayağa kalkmış ve hürmetle karşılayıp onu kucaklamış, koluna girmiş, getirip kendi yerine oturtmuştur.
Sofi Mirza Gavs ile birşeyler konuşmuş. Gavs ise, hep onu tasdik ederek “beli! beli!” diye cevap vermiş. Nihayet Sofi Mirza izin isteyerek kalkmış, gitmiş.
Sonra, Gavs’ın halifelerinden başta Molla Halid-i Erukî hayretlerini gidermek üzere, Gavs Hazretlerine: “Kurban, bu fakir adamda ne var ki bu kadar iltifatlarda bulundunuz? bize göre siz bu fakir Sofi Mirzo’ya(4) fazla iltifat ettiniz, yahut bize fazla geldi:” demişler.
Gavs Hazretleri ise, gayet ciddîleşir, halifelerine hitaben: “Efendiler! Bu fakir Sofi’nin sulbundan öyle bir çocuk dünyaya gelecektir ki, yüz kutbiyyet, onun derecesine yetişemez” demiş.
2- Saf, berrak olan ehl-i sünnet dairesinde ilm-i hakikat ve tarikatı neşreden, Isparta’nın meşhur ve medâr-ı fahrı “Beşkazalı Osman-ı Halidî Hazretleri”dir. Bu zât da, Mevlânâ Halid hazretlerinin tarikatına mensubtur. Vefatı Isparta 1292/1876 senelerindedir. Bediüzzaman’ın doğduğu sene.. Bu zât, Isparta’nın güneybatısına düşen dağın yamacında “Sidre” namında bir mevkide riyazet ve tesbihatlarını icra ederlermiş. Kırk günlük riyazet gıdasını, bir iki günde yer, daha kırk güne kadar birşey yemeden tesbihat ve zikirlerine devam ederlermiş. Rivayete göre, bazen kırk gün süren riyazetinin hitamında mübarek dudakları birbirine yapışırmış.
İşte bu zât, vefatına yakın günlerde, hem evlâdlarına hem yakınlarına kesin olarak demiştir ki: “İmanı kurtaran bir müceddid çıkacak. O da bu sene tevellüd etmiştir”. Ayrıca ilâve ederek: “Benim dört oğlumdan birisi o gelecek müceddid zâtla görüşecek ve elini öpecektir.” buyurmuştur.
Yükleniyor...