Horhor'daki medresesinde yeşil kaplı bir masa vardı. Bu masanın üzerinde rabtiyelerle “Beşikten mezara kadar ilim taleb ediniz!” mealindeki hadisi yazmıştı. Tahsilin sonunda olan talebelere bizzat kendisi ders veriyordu. Beni çok severdi. Hiç ismimle hitab etmezdi. Kürtce “Birazey” (kardeşiminoğlu) derdi.

Savaştan önce idi. Babamla birlikte Adilcevaz'dan Van'a geldik. Babam beni mektebe getiriyordu. Van'a gece vakti gelmiştik. Babam Ma'sum Efendi: “Molla Said'e (Üstâd Bediüzzaman’a) gidelim. Onunla sabaha kadar sohbet ederiz” diye. Üstâd’ın kaldığı camiye gittiğimizde; Üstâd, caminin kapısında yorganına sarılmış oturuyordu. Meğer yıkanması icab ediyormuş. Babam onu öyle görünce: ‘Vay ez-ğulam Seyda!’ (Yani kölen olayım) burada ne arıyorsun, donacaksın” dedi. Sonra Üstâd banyo yaptı, geldi ve babamla sabaha kadar sohbet ettiler.” (Son şahitler-1 S. 94)

ABDULLAH EKiNCi DİYOR Ki:

(Bu zât, uzun müddet polislik yapmış ve Millî İstihbarat’ta çalışmış, meşhur Van’lı Molla Hamid’in ağabeyisidir.)

“Harbten önce Üstâd Van’da çok şatafatlı gezerdi. Güzel giyinirdi. Kibar ve güzel bir endamı vardı. Paşaların arkadaşı idi. Horhor medreselerinde müderristi. Ben o yıllarda i’dadî de okuyordum..” (Son şahitler-1 S. 187)

MOLLA YASiN DiYOR Ki:

(Molla Yasin Saatçıoğlu Vanlı olup, Bediüzzaman'ın harb arkadaşı ve talebelerindendir.)

“Seyda ile birlikte onbeş yıl kadar beraber bulunduk. Aynı zamanda tevellüdlerimiz birdir, ikimiz de doksan üçlüyüz.(1293) günlerimiz harb cebhelerinde, Erek dağında ve Van'da beraber geçti. Seyda’nın zamanı hep dua ve münacaatlarla geçerdi.

Harbte büyük bir alayın başına geçti, gönüllü fedaileriyle Ruslarla çarpıştı, ta Bitlis’te Ruslara esir düşünceye kadar...

İki sene kadar Rusya’da esir kaldı. Esaretten kurtulması harika ve kerametkârane bir hadisedir. Onların dillerini bilmediği halde, Allah'ın yardımıyla esaretten kurtuldu, vatana döndü.

Bir çok âlimlerin ilmi deniz olsa, onun topuğuna bile ulaşamaz. Onun himmet ve kerametlerini çok gördük. Van'dan alınıp, Isparta'ya götürüldükten sonra, bir daha onu görmek nasib olmadı. İnşaallah bizi öbür dünyada terketmez.” (Son şahitler-l, S. 23)

Yükleniyor...