Çünki Bediüzzaman Hazretleri Sultan Abdulhamid’le hiç görüşmüş değildir. Sair yerlerinde, Bediüzzaman Said-i Kürdî’ye hususî bir oda tahsis edildiğini ve onun bu hususi odasına Cevher Ağa’yı, sonra Kabasakal Çerkes Mehmet Paşa’yı, en sonunda da Sultan Hamid’in Tüfekçibaşısı Arnavut Halil Ağa’yı onun rızasıyla verdiklerini kaydeder.
HÜLASA
31 Mart Vak'asını hulâsalandırmak gerekirse; bize göre şöyle bir netice çıkar ki:
İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin mason, ya da farmason gürûhunun 2. Meşrûtiyet’i i’lan ettirmeleri ve ehemmiyetli mevki’leri elde etmeleriyle beraber; kendilerinden ayrılan Ahrar gurubu ve diğer siyasî rakiblerinin varlığından; istedikleri gibi tam bir hâkimiyet kuramadıkları ve tâsârladıkları tüm planları fiilî mevkiye - mezkûr engeller yüzünden - koyamamaları sebebiyle, 31 Mart’ı planladılar diyebiliriz.
Evet, özellikle “Resimli Perşemebe” dergisinde yayınlanan “Bekir Ağa Bölüğü” başlıklı yazı sahibi Cellat Hasan’ın yazdıklarına bakılırsa; Hareket Ordusu’nun hedefi, doğrudan doğruya Sultan Abdulhamid’in halifeliğini ilga ve hükûmet kadrosunu bertaraf etmektir, bilfiil de bunu icra etmiştir. Buna göre, bence başka bir sebeb aramaya gerek yoktur. İsteyen “Resimli Perşembe”deki Bekir Ağa Bölüğü yazısını ve Sultan Hamid’in Hatırat Defteri’ni dikkatle okusunlar, şu neticeye kolaylıkla varacakları kat'idir. A.
MüDAFAALARININ MUKADDEMESiNDE
Az üstte kaydettiğimiz “Tanin” gazetesinin verdiği haber ile, Bediüzzaman Hazretleri 31 Mart hadisesinde, hapiste sadece 23 gün bekletildiğini ve inceleme komisyonu tarafından evrakı tamamlanıp 2 nolu Örfî idare Mahkemesi’ne gittikten bir gün sonra tahliye olup çıktığını yazmıştık. şimdi de kendi beraat gününü bildiren müdafaasının mukaddemesini okuyoruz. Bu müdafaanın bir bölümünde şöyle denilmektedir:
“...İleride gelen sözler, Harbiye Nezareti'nde feveran etti. Müteferrik zamanlarda, nutkun iki sülüsü, mukadder suallere cevaben, ikinci Divan-ı Harb'te birden söyledim. Sualler kısmı tahliyemin ikinci gününde birinci Divan-ı Harb Reisi Hurşit Paşa'ya bir defa ve başkasına mükerreren masum mahpusları müdafaa için irad ettim.. Ve bir parçasını da başka yerlerde münakaşa suretinde söyledim.”(184)
HÜLASA
31 Mart Vak'asını hulâsalandırmak gerekirse; bize göre şöyle bir netice çıkar ki:
İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin mason, ya da farmason gürûhunun 2. Meşrûtiyet’i i’lan ettirmeleri ve ehemmiyetli mevki’leri elde etmeleriyle beraber; kendilerinden ayrılan Ahrar gurubu ve diğer siyasî rakiblerinin varlığından; istedikleri gibi tam bir hâkimiyet kuramadıkları ve tâsârladıkları tüm planları fiilî mevkiye - mezkûr engeller yüzünden - koyamamaları sebebiyle, 31 Mart’ı planladılar diyebiliriz.
Evet, özellikle “Resimli Perşemebe” dergisinde yayınlanan “Bekir Ağa Bölüğü” başlıklı yazı sahibi Cellat Hasan’ın yazdıklarına bakılırsa; Hareket Ordusu’nun hedefi, doğrudan doğruya Sultan Abdulhamid’in halifeliğini ilga ve hükûmet kadrosunu bertaraf etmektir, bilfiil de bunu icra etmiştir. Buna göre, bence başka bir sebeb aramaya gerek yoktur. İsteyen “Resimli Perşembe”deki Bekir Ağa Bölüğü yazısını ve Sultan Hamid’in Hatırat Defteri’ni dikkatle okusunlar, şu neticeye kolaylıkla varacakları kat'idir. A.
MüDAFAALARININ MUKADDEMESiNDE
Az üstte kaydettiğimiz “Tanin” gazetesinin verdiği haber ile, Bediüzzaman Hazretleri 31 Mart hadisesinde, hapiste sadece 23 gün bekletildiğini ve inceleme komisyonu tarafından evrakı tamamlanıp 2 nolu Örfî idare Mahkemesi’ne gittikten bir gün sonra tahliye olup çıktığını yazmıştık. şimdi de kendi beraat gününü bildiren müdafaasının mukaddemesini okuyoruz. Bu müdafaanın bir bölümünde şöyle denilmektedir:
“...İleride gelen sözler, Harbiye Nezareti'nde feveran etti. Müteferrik zamanlarda, nutkun iki sülüsü, mukadder suallere cevaben, ikinci Divan-ı Harb'te birden söyledim. Sualler kısmı tahliyemin ikinci gününde birinci Divan-ı Harb Reisi Hurşit Paşa'ya bir defa ve başkasına mükerreren masum mahpusları müdafaa için irad ettim.. Ve bir parçasını da başka yerlerde münakaşa suretinde söyledim.”(184)
Yükleniyor...