Bu hadiseyi, bilâhare 1935 senesi baharında Eskişehir mahkemesi olayının tertiplenmesiyle yakalanmalara başlanacağı aynı günün sabahında, Üstâd Hazretleri bir iki talebesiyle Isparta’nın etrafında gezintiden dönerlerken, birdenbire hiç sebebsiz ehl-i dünyaya hiddet ve şiddetle bağırdı ve (o tarihten) 25 sene önceki 31 Mart hadisesinden dolayı konulduğu mezkûr hapishanede i'damını beklerken; sırf tahkir için, iki kalpsız rütbeli subayın koğuşuna girmesi ânında, onların yüzüne karşı sarfettiği şetmi savuruyordu”(183) diye merhum Ispartalı Süleyman Rüştü (Rüştü Çakın) Ağabey Üstâd’dan duyduğunu anlatmaktadır.
31 Mart Olayı ve Bekir Ağa Bölüğü
31 Mart Vaka’sında tevkifhane olarak kullanılan yer, halen İstanbul Üniversitesi Beyazıt tarafındaki büyük kapısından girildiğinde sağ tarafa düşen kırmızı boyalı binadır. Bu bina, Osmanlı harbiye nazareti iken, bu kısmına “Bekir Ağa Bölüğü” denilirdi.
31 Mart vaka'sında adı geçen “Bekir Ağa Bölüğü” tevkifhanesine “Kanun muhafızı olarak” tayin edilen “Cellat Hasan” ismindeki adamın 15 sene sonra yayınlamış olduğu “Resimli Perşembe” adındaki mecmuanın 3 Mart 1927 den 21 Nisan 1927'ye kadarki sayılarında bu tevkifhanenin halinden, manzarasından birçok şeyler anlatılır. Üstâd Bediüzzaman Hazretleri az üstteki Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesi’nde yaptığı müdafalarından olan hapishane vaziyeti va başındaki memurların durumunu tasvir eden parçayı tasdik eden mezkûr Cellat Hasan’ın yazdıklarını kaydediyorum.
“Ben buraya getirildiğimde isyan henüz yeni bastırılmıştı. Bütün koğuşlar getirilen insanlarla dolmuştu. Hergün yüzlerce insan getirilir buraya tıkılırdı. Binanın camii bile dolduruldu. Buraya getirilenler; Kumandandır, neferdir, paşadır, gedadır tefrik edilmeden koğuşlara dolduruluyordu. Yüz kişi alan bir koğuşa ikiyüz kişi koyuyorduk. Her taraf, koridorlar bile hıncahınc dolmuştu. Üçbin insan bu daracık koğuşlara dolduruldu. Tevkifat, altı ay devam etti. Tevkif edilenlerden 62 kişi idam edildi..
Tevkif edilenler arasında Abdulhamid’in (Sultan 2. Abdulhamid) kurenasından (yakın adamlarından) Cevher Ağa, Nadir Ağa, Kabasakal Çerkes Mehmet Paşa, Derviş Vahdetî, Miralay Ramazan Bey, Bahriye Nazırı Hüseyin Hüsnü Paşa’nın oğulları Cemal ve Kemal Efendiler, Miralay Mustafa Sadık, Bediüzzaman Said-i Kürdî, Sabık merkez kumandanı Sadeddin Paşa, Serasker Ali Rıza Paşa ve saireler vardı.” (Resimli Perşembe 3 Mart 1927)
31 Mart Olayı ve Bekir Ağa Bölüğü
31 Mart Vaka’sında tevkifhane olarak kullanılan yer, halen İstanbul Üniversitesi Beyazıt tarafındaki büyük kapısından girildiğinde sağ tarafa düşen kırmızı boyalı binadır. Bu bina, Osmanlı harbiye nazareti iken, bu kısmına “Bekir Ağa Bölüğü” denilirdi.
31 Mart vaka'sında adı geçen “Bekir Ağa Bölüğü” tevkifhanesine “Kanun muhafızı olarak” tayin edilen “Cellat Hasan” ismindeki adamın 15 sene sonra yayınlamış olduğu “Resimli Perşembe” adındaki mecmuanın 3 Mart 1927 den 21 Nisan 1927'ye kadarki sayılarında bu tevkifhanenin halinden, manzarasından birçok şeyler anlatılır. Üstâd Bediüzzaman Hazretleri az üstteki Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesi’nde yaptığı müdafalarından olan hapishane vaziyeti va başındaki memurların durumunu tasvir eden parçayı tasdik eden mezkûr Cellat Hasan’ın yazdıklarını kaydediyorum.
“Ben buraya getirildiğimde isyan henüz yeni bastırılmıştı. Bütün koğuşlar getirilen insanlarla dolmuştu. Hergün yüzlerce insan getirilir buraya tıkılırdı. Binanın camii bile dolduruldu. Buraya getirilenler; Kumandandır, neferdir, paşadır, gedadır tefrik edilmeden koğuşlara dolduruluyordu. Yüz kişi alan bir koğuşa ikiyüz kişi koyuyorduk. Her taraf, koridorlar bile hıncahınc dolmuştu. Üçbin insan bu daracık koğuşlara dolduruldu. Tevkifat, altı ay devam etti. Tevkif edilenlerden 62 kişi idam edildi..
Tevkif edilenler arasında Abdulhamid’in (Sultan 2. Abdulhamid) kurenasından (yakın adamlarından) Cevher Ağa, Nadir Ağa, Kabasakal Çerkes Mehmet Paşa, Derviş Vahdetî, Miralay Ramazan Bey, Bahriye Nazırı Hüseyin Hüsnü Paşa’nın oğulları Cemal ve Kemal Efendiler, Miralay Mustafa Sadık, Bediüzzaman Said-i Kürdî, Sabık merkez kumandanı Sadeddin Paşa, Serasker Ali Rıza Paşa ve saireler vardı.” (Resimli Perşembe 3 Mart 1927)
Yükleniyor...