(Meşrutiyetin ikinci senesinde(15) Erzurum’a Vali olarak gelen Tahir Paşa merhum, bir Ramazan iftarında sofra başında sizin meziyetlerinizden uzun uzadıya birşeyler anlatmıştı.)
5-Meşrutiyet’in i’lânından kaç ay evvel İstanbul’a geldiniz? İttihadçılar, halka nasihat için sizi Selanik’e götürmüşlerdi. Selanik’ten sonra sizi Rumeli’de hangi şehirlerde gezdirdiler?
6- Balkan Harbi’ne iştirak ettiniz mi?
7- Umumi harpte nerede esir oldunuz? Ruslar size hangi şehirlerini gezdirdiler? Hakkınızda ne gibi muamele yaptılar? Tazyikde, hakarette bulundular mı?
8- Hangi tarihte esaretten firar edip, hangi tarihte İstanbul’a geldiniz? Ve hangi tarihte Dâr’ül-Hikmeti’l-İslâmiye-i Âliyye’sine a’zâ oldunuz?
9- Millî Meclis’in ilk devresinde Ankara’ya geldiğiniz zaman, evvelâ hürmete, bir hafta sonra da meclis teneffüs salonunda ve soba başında “Abdest, Namaz, Cenâb-ı Hakk’tan yardım isteyiniz“ sözlerinizden dolayı Reis-i Cumhurla münakaşadan sonra, Ankara’dan uzaklaştıktan sonra, ilk olarak nereden nereye nefy oldunuz?. Ve ol vakit, Diyanet Riyaseti tarafından bir emre müsteniden size vâizlik nâmiyle elli lira maaş tahsis edilmiş iken, bu maaşı neden kabul etmediniz?
10- Hangi şehir ve kasabada iken, yazdığınız kitaplar bahanesiyle, Eskişehir’e sevk ve mahkûm oldunuz? Ve kaç sene hapiste kaldınız? Ve hapisten çıkarıldıktan sonra nereye nefy oldunuz?
11- Kastamonu’dan kimin ihbariyle hükümet sizi Denizli’ye, cezaevine sevk etti? Kaç ay hapishanede kaldınız? Hapsinize sebep olan kitaplar tedkik olunup muzır olmadıkları anlaşılmakla, hükmen serbest bırakıldıktan sonra, o hayatınızın mahsulü olan eserleriniz size iade edildi mi? Lütfen pek kısa bu suallerin cevabını yazınız.(16)”
İşte merhum Salih Yeşil’in bu onbir adet mühim sualleri de maalesef Hazret-i Üstâd tarafından -şahsî hayatıyla ilgili olmasından- tam bir cevap ile karşılanmamıştır. Yalnız Üstâd birkaç umumi maddeyi yazarak cevap vermiş. Bu maddeler Emirdağ lâhikasında ma’lum olan: “Azîz sıddîk kardeşim, bu fani dünyada hamiyetli ve ciddî bir arkadaşım!” başlıklı mektuptadır.
5-Meşrutiyet’in i’lânından kaç ay evvel İstanbul’a geldiniz? İttihadçılar, halka nasihat için sizi Selanik’e götürmüşlerdi. Selanik’ten sonra sizi Rumeli’de hangi şehirlerde gezdirdiler?
6- Balkan Harbi’ne iştirak ettiniz mi?
7- Umumi harpte nerede esir oldunuz? Ruslar size hangi şehirlerini gezdirdiler? Hakkınızda ne gibi muamele yaptılar? Tazyikde, hakarette bulundular mı?
8- Hangi tarihte esaretten firar edip, hangi tarihte İstanbul’a geldiniz? Ve hangi tarihte Dâr’ül-Hikmeti’l-İslâmiye-i Âliyye’sine a’zâ oldunuz?
9- Millî Meclis’in ilk devresinde Ankara’ya geldiğiniz zaman, evvelâ hürmete, bir hafta sonra da meclis teneffüs salonunda ve soba başında “Abdest, Namaz, Cenâb-ı Hakk’tan yardım isteyiniz“ sözlerinizden dolayı Reis-i Cumhurla münakaşadan sonra, Ankara’dan uzaklaştıktan sonra, ilk olarak nereden nereye nefy oldunuz?. Ve ol vakit, Diyanet Riyaseti tarafından bir emre müsteniden size vâizlik nâmiyle elli lira maaş tahsis edilmiş iken, bu maaşı neden kabul etmediniz?
10- Hangi şehir ve kasabada iken, yazdığınız kitaplar bahanesiyle, Eskişehir’e sevk ve mahkûm oldunuz? Ve kaç sene hapiste kaldınız? Ve hapisten çıkarıldıktan sonra nereye nefy oldunuz?
11- Kastamonu’dan kimin ihbariyle hükümet sizi Denizli’ye, cezaevine sevk etti? Kaç ay hapishanede kaldınız? Hapsinize sebep olan kitaplar tedkik olunup muzır olmadıkları anlaşılmakla, hükmen serbest bırakıldıktan sonra, o hayatınızın mahsulü olan eserleriniz size iade edildi mi? Lütfen pek kısa bu suallerin cevabını yazınız.(16)”
İşte merhum Salih Yeşil’in bu onbir adet mühim sualleri de maalesef Hazret-i Üstâd tarafından -şahsî hayatıyla ilgili olmasından- tam bir cevap ile karşılanmamıştır. Yalnız Üstâd birkaç umumi maddeyi yazarak cevap vermiş. Bu maddeler Emirdağ lâhikasında ma’lum olan: “Azîz sıddîk kardeşim, bu fani dünyada hamiyetli ve ciddî bir arkadaşım!” başlıklı mektuptadır.
Yükleniyor...