Bu iki grub gizliden gizliye birbirine zıt ve münakız tavır içinde oldukları gibi, hükûmet ve idareyi ele geçirmek için birbirleriyle çetin bir mücadele içinde idiler.

İttihad ve Terakkiciler zihniyet bakımından böyle iki ana grubda toplanmakla birlikte, dinsiz veya batıcı kısmından da bazıları, yine dinsiz veya batıcı olduğu halde ve İslâm dininin akide ve esas temellerine inanmamakla birlikte, İslâm'ın hayat nizamına ve ahkâmına şiddetli taraftarlık gösterenleri de bulunmuştur.

Bediüzzaman Hazretleri bizzat kendi müşahedesine istinaden bu konuda bilâhare bir eserinde şunları kaydetmiştir:

“...Müslim-i gayr-i mü'min ve mü'min-i gayr-ı müslimin mânâsı şudur ki: Bidayet-i hürriyette İttihatçılar içine girmiş dinsizleri görüyordum ki; İslâmiyet ve şeriat-ı Ahmediye, hayat-ı içtimaiye-i beşeriye ve bilhassa siyaset-i Osmaniyeye gayet nâfi' ve kıymetdar desatir-i âliyeyi cami' olduğunu kabul edip bütün kuvvetleriyle şeriat-ı Ahmediye’ye tarafdar idiler. O noktada Müslüman, yani iltizam-ı hak ve hak taraftarı oldukları halde, mü'min değildiler. Demek müslim-i gayr-i mü'min ıtlakına istihkak kesbediyorlardı.

şimdi ise, frenk usulüne ve medeniyet namı altında bid'akârâne ve şeriat-şikenâne cereyanlara tarafdar olduğu halde, Allah'a, Ahiret’e, Peygamber’e imanı da taşıyor ve kendini mü'min biliyor: Madem hak ve hakikat olan şeriat-ı Ahmediye’nin kavaninini iltizam etmiyor ve hakiki tarafgirlik etmiyor.. gayr-i müslim bir mü'min oluyor.

İmansız İslâmiyet, sebeb-i necat olmadığı gibi, bilerek İslâmiyetsiz iman dahi dayanamıyor. Belki necat veremiyor, denilebilir.”(150)

Bu gerçeği tamamlayan bir hakikat da Bediüzzaman’ın bir başka eserinde şöyle kaydedilmiştir:

“...Safdil dindarların hatırı için bir iki defa siyasete, dünyaya baktım, gördüm ki: Bizi bu üç-dört mahkemede “dini siyasete alet ediyor.” diye bizi ittiham edenler, kendileri dessasane dini tezyif için, kendileri dini siyasete alet,(151) sonra da siyaseti dinsizliğe alet etmek için, dinsizlik düstûrlarını kanuna bağlamak gibi, dünyada hiç bir şeddadın, hiç bir zalimin yapmadığı bir dehşet gördüm. şiddetli bir me'yusiyet içinde hürriyetin başında bizimle, yani İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti'yle, İttihatçıların bir kısmındaki gizli farmasonlara muarız ve ma'nen bizimle, yani İttihad-ı Muhammedî ile müttefik olan "Ahrar fırkası" yine 35 sene sonra


Yükleniyor...