“Kardeşlerim o zât bize benzemez. O bir harikadır. Hem onun bazı halleri vardır ki; o zaman kendine sahip değildir. Kalbine ne doğarsa, o tecelliyat-ı İlâhiyedir” diye Risale-i Nur’un kudsî tercümanını bize anlatıyordu. Hatta Ayasofya camiinde binlerce kişiye aziz kahraman Molla Said’in nutkunu anlatırken hayretler içinde kaldık.
“Ey Mehdiler! Bu kurulacak bina, (devletin mehdileri sizsiniz) ya bina-yı küfür, ya binay-ı îmân, ya binay-ı nifak olacak!..”(101) olan nutkunuzu ve sonlarında “Kalbten hakaik çıplak çıkıyor, namahrem olanlar dışarıya çıksınlar” diye binlerce halkı hayretlere sevkeden kahramanlar kahramanının nutkunu bize söylerken, keşke ne olaydı, o zamanki nutkunuzu biz de dinleseydik diye içimizden âh çektik”
Yine Ayasofya Mevlidi’nde bulunmuş başka bir zât da; Tillo’lu Tahsin Efendi’nin, Kastamonu’da Üstâd’ın bazı hizmetlerinde bulunduğu sırada, Üstâd’ın ziyaretine gelen Nusret ismindeki adamdır. Bu zât da Ayasofya Mevlidi hakkında aynı şeyleri duyduğunu söylediğini rivayet ediyordu.
Ayasofya Camii’ndeki büyük cemaatin kemiyeti hakkında ve o cemaatin çıt demeden iki saat Üstâd’ı dinlediklerine dair Risale-i Nur’un bazı yerlerinde Hazret-i Üstâd şöyle kaydetmektedir:
“... Ehemmiyetsiz vücudumdan istifade edilmez, adî bir mertebeye sükût ettirmek istiyenlerin yanlışlarını göstermek için derim: İki Mekteb-i Musibet şehadetnamesi namındaki matbu’ eski müdafaatımı görenlerin tasdikiyle; bir nutuk ile isyan etmiş sekiz taburu itaata getiren.. Ve bir zaman gazetelerin yazdıkları gibi, İstiklal Harbi’nde “Hutuvat-ı Sitte” namındaki bir makalem ile İstanbul’daki efkâr-ı ulemayı İngiliz aleyhine çevirip, Hareket-i Milliye lehine ehemmiyetli hizmet eden.. Ve Ayasofya’da(102) kırk bin adama nutkunu dinlettiren.. Ve Ankara’da Meclis-i Meb’usan’ın şiddetli alkışlarıyla karşılanan...”(103)
1935’de Eskişehir mahkemesine karşı yaptığı müdafaasında, kendisinin bilmecburiye yâd ettiği hizmet-i diniye ve milliyelerinin bazıları arasında, o Ayasofya’daki tarihî günü ve nutkunu da böylece yâda getirmektedir.
Bediüzzaman’ın o muhteşem Mevlid’te, muazzam cemaate karşı irad ettiği nutukunun, yahud da mev’izesinin tam metni hakkında maalesef bir bilgi yoktur. İki saatlik bir konuşmanın ve elli bin kişilik çeşitli fikir ve ideoloji taşıyan kimselere hitaben irad edilen bir nutkun elbette o nisbette çok muazzam hakikatları ihtiva etmiş olması lazımdır.
“Ey Mehdiler! Bu kurulacak bina, (devletin mehdileri sizsiniz) ya bina-yı küfür, ya binay-ı îmân, ya binay-ı nifak olacak!..”(101) olan nutkunuzu ve sonlarında “Kalbten hakaik çıplak çıkıyor, namahrem olanlar dışarıya çıksınlar” diye binlerce halkı hayretlere sevkeden kahramanlar kahramanının nutkunu bize söylerken, keşke ne olaydı, o zamanki nutkunuzu biz de dinleseydik diye içimizden âh çektik”
Yine Ayasofya Mevlidi’nde bulunmuş başka bir zât da; Tillo’lu Tahsin Efendi’nin, Kastamonu’da Üstâd’ın bazı hizmetlerinde bulunduğu sırada, Üstâd’ın ziyaretine gelen Nusret ismindeki adamdır. Bu zât da Ayasofya Mevlidi hakkında aynı şeyleri duyduğunu söylediğini rivayet ediyordu.
Ayasofya Camii’ndeki büyük cemaatin kemiyeti hakkında ve o cemaatin çıt demeden iki saat Üstâd’ı dinlediklerine dair Risale-i Nur’un bazı yerlerinde Hazret-i Üstâd şöyle kaydetmektedir:
“... Ehemmiyetsiz vücudumdan istifade edilmez, adî bir mertebeye sükût ettirmek istiyenlerin yanlışlarını göstermek için derim: İki Mekteb-i Musibet şehadetnamesi namındaki matbu’ eski müdafaatımı görenlerin tasdikiyle; bir nutuk ile isyan etmiş sekiz taburu itaata getiren.. Ve bir zaman gazetelerin yazdıkları gibi, İstiklal Harbi’nde “Hutuvat-ı Sitte” namındaki bir makalem ile İstanbul’daki efkâr-ı ulemayı İngiliz aleyhine çevirip, Hareket-i Milliye lehine ehemmiyetli hizmet eden.. Ve Ayasofya’da(102) kırk bin adama nutkunu dinlettiren.. Ve Ankara’da Meclis-i Meb’usan’ın şiddetli alkışlarıyla karşılanan...”(103)
1935’de Eskişehir mahkemesine karşı yaptığı müdafaasında, kendisinin bilmecburiye yâd ettiği hizmet-i diniye ve milliyelerinin bazıları arasında, o Ayasofya’daki tarihî günü ve nutkunu da böylece yâda getirmektedir.
Bediüzzaman’ın o muhteşem Mevlid’te, muazzam cemaate karşı irad ettiği nutukunun, yahud da mev’izesinin tam metni hakkında maalesef bir bilgi yoktur. İki saatlik bir konuşmanın ve elli bin kişilik çeşitli fikir ve ideoloji taşıyan kimselere hitaben irad edilen bir nutkun elbette o nisbette çok muazzam hakikatları ihtiva etmiş olması lazımdır.
Yükleniyor...